Ne yalnızlıklarım vardı eskilerden
Ne çok bilemezsin
Zaman ötesi çağrışım
Zaman ötesi uğraşım
Arta kalan en olmayacak şeyler
Hiç yaşamamışlığını söyler
I-
Ancak hüznümüzle açıklanabilir
Şu bizim durumumuz
Bilmem ki farkında mısın
Birbirimize ne çok benziyoruz
Aynı kişi miydik yoksa zaman zaman
Eski bir fakülte önünde Hikmet
Durur öylece yalnızlığı
Tenhadır fena halde dağınık saçları
Elleri titrek gözleri alıngan ağlamaklı
Dokunmayın
Bir sevinçtir o çocukluk günlerimden kalma
Sana hiç kimse benzemez
Adına sonsuzluklar adıyorum
Yitirilmiş tılsımın ilk sevmeleri
Yitirilmiş tüm serüveni
Sana bir kent ezberledim
Yokluğun ağır
Taradım saçlarında yalnızlığımı
Biliyorsun
Şimdi çok sesli bir yalnızlığın ucunda
Hasret korusu
İnce bir melodi ki bulutlanmış göklerde
Uçar da hüznün kuşları uçar şehrimde
Gözlerinde bin bir pişmanlık kaygısı
Yaşarken daha çok başka bir dünyanın
Çağrıştırıyor seni zaman zaman dağınık
Hızla yabancılaşmanın hüznüyle
Gönlüm sen diye tanımamış seni
Sen bildiğim sen değilsin ki
Sana bitanem diyemem.
Bitanem olmadın ki, bitanem olmayı hak etmedin ki.
Sana sevgilim diyemem,
Sevgilim olmadın ki hiç, sevemedin ki.
Bir buluştun sen bir keşif
Yeryüzünün en çetrefil yerinde
Buhranlı hayatımız tıkanmasın diye
En olmaz sözlerden topladım seni
Bir süreçtin sen bir yaşam şekli
Sen mahşerin ortak yanı
Sen akışgan gece bitkisi
Ne çok yaşamışlığın var
Doğulu bir kentlinin bakışlarında
Yan yana kurulurken iki ayrı dünya
Bağdaştırmanın birleşik bilimi
Hiçbir yalnızlık hiçbir yalnızlığı tuturamıyor
Gözlerin sonsuzluğa işaret
Dallanırda burda ağaçlar
Dallanır budanır tek tek
Akşama erkenden hazırlanır
Erkenden boylanır kaçınılmaz zerafet
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!