BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNE
Bir laf etmem inan hicran gölüne
Ak de akarım başım gözüm üstüne
Kuru bir yaprak gibi rüzgar önüne
Çık de çıkarım başım gözüm üstüne
Kurban olam bir haber ver karalık geceden,
İçime bir ateş düştü yanar inceden inceden
Haberin varmı? Bizim elden öteden niceden
Bir halay tut, Söyle derdini dolanı dolanı,
Koy yansın bu soyha yürek goylanı, goylanı
Katlamış gömleğin ucunu
Açmış döşünü bahara karşı
Güller içinden gülün burcunu
Sürmüş yüzüne sabaha karşı
Yüzüm dönerim döndüğün yana
Sevdan yüreğime bağlanmış sıkı ilmek
Unuturda çekersin diye içim titriyor
Yokluğun öylesine acı;ateşten gömlek
Yeniden giyersin diye içim titriyor
Güvercin misali ümitle korku arası
Hangi bir çiçekten alsam kokuyu
Çiğdem tıpkı sana benzer sevdiğim
Gözler siyah gece gibi, kör kuyu
Düşen canından bezer sevdiğim
Doğu ekspresi makinisti
Gelişini müjdeliyordu
Gece yarısı
Üçüncü vagonda
Bir kız belirdi
Dökülsün sırma saçlar kendi halına
Boyu benzer ince nergis dalına
Davut Sulari gibi tatlı canıma
Kastım var güzel dünden daha ziyade
Karası gözlerin utanır bakmaya
Ben Yusuf olmasına olurumda ya sen Züleyha
O iffetin yakası yırtık bir gömlekte aşikar
Kaşın yay kirpiğin ok olup batmasa gül sineye
Kenan ilinde Mısır çölünde Yusuf’un ne işi var
Nebi’ül mühründen çok evvel zaman aralığında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!