Ramazan Ok Şiirleri - Şair Ramazan Ok

Öğretmen-Yazar.
hayatı mucize kılan şeyler
şiir, doğa, müzik, seyahat.
Aşkı bütün maddelere benzeten yazar

Ramazan Ok

∞Otobüs camlarında kurduğum yaşamlara gitmek istiyorum.
∞Zihnimde yarattığım dünyanın saltanatı, seni unutabileceğim güne kadarmış. Şimdi bu saltanatı yıkmak ne haddime.

∞Öptüğün dudakların yarası geçmek bilmiyor. Bundandır hep sesli harflerle konuştuğum.

∞Yazdığım şiirin içinde bir kıta,

Devamını Oku
Ramazan Ok




Madde1: Aşkın herhangi bir milli marşı yoktur. Arabeske dayalıdır ayrılıkta.
Madde2: yetki bağımsız mahkemelerde değil güçlü olan kişidedir, kadındadır.
Madde3:Aşk; kişinin kalbi ve duyguları ile her an sarsılabilecek bir bütünlüğe sahiptir.

Devamını Oku
Ramazan Ok


Yıl 1998. Aylardan ağustos günlerden çarşamba. Bir tohum toprağı çatlatırcasına gün yüzüne çıkıyordu. Ne kadar müthiş bir duyguydu bu. Belki de bu tohum bir kelebeğe, bir arıya ya da sayısız insana bir umut olacak.
Nalin altı takvim öncesinde yoksul ve cılız bir toprağın içinde yaşam mücadelesi için topraktan yeryüzüne doğru çıkan küçücük bir bitkiydi. O belki de bu topraklarda şiddetli fırtınalara ve yağmurlara karşı en çok direnen bitkiydi.
Burası Erzurum’un Tekman ilçesine bağlı bir köydür. Burada yazlar genellikle serin olur ve sıcaklıklar pek de hissedilmez. Bu yüzden umutlarını güneşe sermeye çalışan dünya kadar insan tanınır bu köyde. Ne zaman güneş doğacak bu köyde; Nalin için, bu köy için, bu halk için bilinmeyen bir gerçek.
Nalin kerpiçlerden yapılma bir evin içinde ailesiyle birlikte yaşamaya çalışıyordu. Altı buçuğunda babasının da isteğiyle okula kaydedildi. Okula her sabah kırk sayfalık iki defteri, durmadan yarınlara koşmaya çalışan terliğiyle ve yüzündeki gülümsemeleriyle beraber gelir ve kendini çok sevdiği öğretmenin yanında bulurdu. Okula her girdiğinde gözlerini öğretmenin lojmanına diker ve bir kelime bile de olsa öğretmeni ile konuşmaya çalışırdı. O iki dilde ikiden fazla cümlenin kurma sevincini öğretmeniyle beraber yaşıyordu ve bu mutluluğu öğretmenine de yaşatıyordu. Günler aylar derken kış hafiften selama durmuştu. Bu selamı en geç alan aile ise Nalin’in ailesi olmuştu. Kıt kanaat geçinen bu aile evde besledikleri birkaç hayvanın geliriyle geçimini sağlıyorlardı. Bu yüzden kış hazırlıklarını yapmakta bir hayli gecikiyorlardı.
Eylül ortası ekim derken Nalin’in ayağında hala yazdan kalma terlikleri duruyordu. Bu nahoş mecburi görüntü köy öğretmenin gözünden kaçmadı. Köy öğretmeni şehre ilk fırsatta gittiği gibi Nalin’e bir çift ayakkabı alması için içinden kendi kendine söz verdi. Neyse ki daha köy öğretmeni şehre gitmeden okula köy muhtarı tarafından öğretmene bir mektup getirildi. Bu mektup başka bir öğretmenden gelmişti. Mektupta geçen hal hatırın ortasına okula yardım edilme talebi de eklenmişti ve bu yardımın bir iki hafta içinde okullarına da ulaşacağını bildirmişti.

Devamını Oku
Ramazan Ok

Saçların buzlu bir kestane rengini anımsatırdı
Hatırladıkça yalnızlığımı üşüten.
Gözbebeklerinse bir sicim tanesi
Seni bana bağlayan.

Oturup bu sabah yine seni düşündüm.

Devamını Oku
Ramazan Ok

Ben seni görünce tüm kara bulutlar çekilir kabuğuna.
Güneş çıkar sonraları kentimize.
Yeni şiirler keşfedilir kitaplarda, Ümit Yaşar ardından gülümser.
Yeni şairlerin hamuru mayalanır. Ben gibi başkası gibi değil.
Ben seni görünce tüm dünyaya Fransız kalırım. Bir yaşadığımız şehri bilirim.
Kalp atışlarımızı hiçbir matematikçi hesaplayamaz.

Devamını Oku
Ramazan Ok

Kalp şiirin içinde kocaman bir kıtaydı; yüzlerce, binlerce hatta milyonlarca insanın içinde kendini kaybettiği muazzam bir kıta.O kıtanın içerisinde düşlerden büyüleyici ülkeler yaratılmıştı. O ülkelerin içerisinde sadece birbirlerini tanıyan, birbirlerinde kaybolan iki kişi vardı. Birbirini seven yada birbirinden nefret eden .
Ferhat’ın Şirininde, Mecnun’un Leylasında , Kerem’in Aslısında kaybolduğu….
Aşkın başkenti kalptir . Aşık olunan her insanın mutlaka burada olması gerekecektir. Lisanı sevgidir. Kimi zaman duyarak çoğu zaman da hissedeceğimiz bir lisan. Bazen bu lisanda güzel sözcükler aramaya kalkışırız. Zaten çoğu kez o güzel sözcükler birbirine söylenmiştir de haberimiz de olmamıştır. Bu güzel sözcükleri o kıtaların cumhurbaşkanlarına danışırız yani şairlere. Sürekli karıştırırız sağdan soldan , oradan buradan sevgiliye iki çift güzel laf sunabilmek için. Zaten cumhurbaşkanının da görevi kalbin asayişini pardon ülkenin huzurunu sağlamak değil mi?
Her kıtanın kendine özgü yönetim kuralları vardır. Kiminde yumuşak kiminde katı kiminde de kaskatı. Tıpkı anayasalar gibi.
‘’benimle olduğun sürece şu gözler başkasını görmezsin.’’
‘’senin için ölümü göze alıyorum ne pahasına olursa olsun.’’

Devamını Oku