isyankâr gecelerde en hüzzam şafağında, gözlerinde bir çoban yıldızı olup, kaymak varmış....
Kapısının eşiğinde, vuslatı bekleyen derviş gibi, güneş olup, Gül kokan o yanağından bir buse almak varmış.
Nakşeylemiş şu yüreğime Leyli Dem vakti Bilal hükmünde bir sabah Ezanı sedasına sızıp yüreğine gizlice girmek varmış…
Ola ki bir gün yalınız kalırsan
Titrer yüreğin üşürsen eğer
Bulutlanır gözlerin
Muradın olmadığı, fakir sevinciydi benim ki,
Sevgiden yana, bir ukde kaldı içimde
Bir eylül sabahı…
Yaşamak inanmaktı işte,
Dilden çıkan her söze,
Oysa dil ile yürek arasında çok mesafe varmış,
Ah Binali….
Öyle, Bir nefes çekti derin derin, durdu…
Dedi; yaş on yedi, göğsüm, bağrım erken yandı,
Gördüğümde tükendiğimi anladım,
Bocaladım,
Ateşin suya yansıdığı gibi, şavkısı solma değdi,
Bir leyli dem vakti,
Uykumu kaçıran ise, yanık türkü
Tansiyon fırladı,
Daldım isyankar olduğum şehre,
Açtım sigara paketini, yaktım,
Bir nefes çektim,
Sabırla ulaşılır, menzile biliyorum,
Olur ya, bir gün yitirirsem benliğimi,
Mecnun misali,
Sana kavuşamadan,
Hatırlat..! bana o çınarın altını
Tarif et, sana nasıl baktığımı,
Yolunda gitmeyen ne varsa bırak,
her gayretin nasibine düşeni,
Allah takdir eder...
Onunla ne alıp veremediğin yok aslında,
sadece mahremim olan yüreğime...
dokunma yeter dedim...
Çok yalınızım be Sultanım,
Bedenin gurbeti olmaz, ruhun gurbeti var derdin…
İkisini de yaşıyorum şimdi,
Soluma darbe alalı yıllar oldu,
Nerde o muhabbet nerde o aşk,
Her şey suskun ve küskün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!