Yabancı gecelerde ateştir isyanım,
kan revan içinde haykırır sözcüklerim.
Tuz Gölü’nün tuzu basılır yarama,
ülkemin yangın yeri sokaklarında
can pazarı kurulur.
Ben buralı değilim.
Bu meydanları, bu sokakları tanımıyorum;
bu şehri bana hiç sormayın,
ben buralı değilim.
Siyah saçlarım, pala bıyığım
Aceleyle yol almış sürgün yaşamlar.
Issızlığa terk edilmiş beyhude umutlar.
Arsız suskunlukların peşinde çocuklar,
sessizce ağlıyor.
Endişeli bakışlarda onursuz yakarışlar.
Sorgu masasinda
nefesim kızıl sancıda
toprak kanlı bir ayna
yıldızlar gülüşünde eriyor
gözlerim geceye gömülü,
sorular bıçak gibi kesiyor insanlığımı
Cingene falı doğru çıktı
ülkem ufka gömüldü
uykular gitti, ben eksildim
dudaklar sustu, fısıltılar zincirlendi
sevgi, avucumda eriyen kar tanesi
taş tabuta yatırdı ruhumu, yalnızlık
Hasretliğimde küçülesi dünya,
kahrolasın — benim gibi.
Zemheri ayında,
zifiri karanlık gecelerde
umutsuzluğun çarmıhına gerilmişim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!