Malatya Hatay İstanbul üçgeninde Bitlis'e yol alan bir garip öğretmen...
Bir yiğit sanki rüyada
Bir Yusuf sanki kuyuda
Bir Hüseyin Kerbela'da
Bir dev uyuyor şu AN kara'da
Bir kıvılcım hasret uyanmaya
Soğuk gecelerimde yokluğun sızar kalbime
İki hece tek kelime bilmem ne
Kavuşma hayali gelir açınca gözlerime
Kokunu alamayınca hiçlik duygusu siner seccademe
Tanrının kokusu sinmiş ruhuna
Biliyorum bir şeyler olacak sevgilim,
Yağmurun yağışı öyle diyor .
Hüzünler kimsesizligimizi saracak
Güzler beni bizsizlige boğacak.
Biliyorum bir şeyler gidecek sevgilim
Aslında biz temiz insanlardık...
Önce duygularımızı aldılar, sonra sevdiklerimiz gitti başka diyarlara.
Sonra hikayeler uydurduk kirli bedenlerin başrol oynadığı...
Ve biz de kirlendik..
Aslında biz temiz insanlardık
Ankara'dan Kars'a gidişin pençesinde,
Yeni yağmış kar barındıran,
Bir dağ kadar berrak ve yüceydi hayallerim.
Gittikçe büyüyen büyüdükçe giden.
O yüzden pulmanlı bölümlerdi kalabalıklarımız.
Eski bir şehir var ayaklarımın altında.
Sağcıları alt etmiş ,
Solcuları at edip binmiş,
Ve
Tüm masumluğumuzu bir kaşık suda boğmuş.
Beynim tren kokluyor sevgili
Kalbimin sızısı dersen tehirden ibaret
Uçsuz bucaksız ayrılıkların esiri olmuş kimsesizliğimiz
İstasyonlar yalnızlığımıza bağırır: sabret
Gökyüzü mavi ağlıyor bugün
Gidersen deprem olacak bu kentte
Sahilinde yok olacak akşam kızıllığı duygularımız
Ve en dibinde yaşanacak utançlar
Ve çicekçiler artık papatya satmayacak
Gidersen çıkılmaz bu kentte sokaklara
Ey rıhtımına hasret yaşadığım
Limanına demirleyen bir yanığım
Denizinde serinlet mavi kokan ruhumu
Gönül mahkemenin sanığıyım....
Peygamber mesleği diyorlar çobanlığa,
Ama unutmuyorlar ilk ayet "Ikrâ".
Hiç bakmadılar belki bugüne dek İstanbul Boğazı'na,
Lakin hep aşıklar fakir dünyalarına.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!