-----Gönüller ete kemiğe bürünür mana aleminde. Yakın şehirlerden uzak şehirlere yol alırlar, en uzak şehirlere. Hiç yorulmadan ararlar en güzel mana şehrini. Ümitler henüz bitmemiştir, henüz uzaklarda daha çok şehir vardır.
-----Derken uzakta güzel bir şehir görünür. Gönüller oraya doğru daha hızlı adımlarla yürümeye başlar. Şehre yaklaşırlar, şehrin kapısının üzerinde “RECEP” hemen altında da LA İLAHE İLLALLAH yazmaktadır.Bin bir sevinç ve neşe ile şehre girer bütün gönüller. Şehri gezerken büyük bir haz duyarlar. Gezilecek çok yer vardır. Şehrin her yerini gördükten sonra, ta şehrin çıkış kapısına kadar gelirler ve uzakta bir şehir daha görürler. Merak alır bir çoğunu, yola koyulurlar bir an evvel varmak için uzaktaki diğer şehre. Merak öylesine sarmıştır ki gönülleri göz açıp kapayıncaya kadar bilinmeyen o şehrin kapısına varmışlardır. Bu şehrin kapısının üzerinde de “ŞABAN” hemen altında ise MUHAMMEDEN RESULULLAH, yazmaktadır. Bu şehirde çok güzel ve diğeri kadar büyük bir şehirdir. Bu şehirde de gezilecek çok yer vardır.Gönüller gezer bu şehrin de bir, bir tüm sokak ve mahallelerini, büyük bir istek ve merakla. Diğeri gibi bu şehirde o kadar güzeldir ki, koca şehri nasıl gezip te bitirdiklerini anlayamazlar.
-----Bir bakarlar ki uzaklarda yeşil ışıklarla donatılmış bir şehir daha var ki, uzakta ki görünümü diğer şehirlerden çok daha büyük. Oraya hayran, hayran bakan gönüller, daha önce böylesine büyük ve güzel bir şehir görmemişlerdir. Şehir merak olur, arzu olur, Bakan gönülleri kendine çeker. Yaklaştıkça yeşil ışıklı, mükemmel ötesi o şehre mümin gönüller daha da meftun olurlar. Bir an önce şehrin kapısından girmek, şehri görmek için dillerinin döndüğünce dualar ederler. Sonunda bu mükemmel şehrin kapısına ulaşırlar ve üzerindeki yazıyı okurlar. Şehrin kapısının üzerinde RAMAZAN hemen altında ise “Hoş geldin ya şehri mümin” yazmaktadır. Kapısı diğer şehirlere oranla çok daha büyüktür. Şehir ise gezmekle bitmeyecek gibi görünür.
-----Kapıdan girer gönüller bir, bir. Lakin birden bire şehir bu gelen gurubu ikiye ayırtır. Şehrin müfteri adını verdiği gruptakiler içeri girir girmez simsiyah olurlar. Mutekitler ise alabildiğine apak olurlar. Müfteriler bu şehrin başka bir boyutuna geçerler. Bu boyut kızgın azaplı bir çöldür. Mutekitler ise arzu duydukları bu koca şehri büyük bir hayranlıkla gezmeye başlarlar. Mümin gönüller gezmekle bitiremezler ŞEHRİ RAMAZAN’ı. Bu şehri gezerken öylesine mükemmel bir yere varırlar ki, buranın ışıkları nurdan, görevlileri ise meleklerdendir. Hemen, hemen şehir kadardır bu yer. Bu nurani yerin nurdan herkesin giremeyeceği güzel bir kapısı vardır. Kapının üzerinde ise KADİR hemen altıda ise LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDEN RESULULLAH yazmaktaydı. Lakin burayı çoğu gönül buranın ikinci boyutunu göremediği için, şehrin sadece bir mahallesini gezmişlerdi. Görenler ise buranın güzelliğini gözlerinden asla silemeyeceklerdi.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.