Yüzü ilkbaharı hatırlatan kadın,
Nisan yağmurlarına çalan gözlere sahipti.
Kırlangıç yuvasına benzer yanı vardı gamzelerinin,
Kanatlanıp uçacak gibiydi gözbebekleri.
Yakamozları boynuna geçirmiş,
Siyah bir kombinezonu andırıyordu deniz.
Ve şal diye ay'ı almıştı omuzlarına vakit.
Nefsimizi atlatıp, kaçamak bir geceye sığındık.
Nü bakışlara yelken açıp, demir attık arsız düşlere.
Bir sal'la Umman'ın ortasında kalmış gibi,
Çalkalanıp durduk, korsan arzularımızın gölgesinde.
Ramak kala günah'a sarılıp boynuma uyuya kaldı!
Ve Mona Lisa, yüzü ilkbaharı hatırlatan o kadın'ı kıskandı.
Asil duygulara büründüğüm andı,
Uykusunda, kız kulesi edası vardı,
Bakakalmıştım saçlarına,
Bir buğday tarlasında, kollarımı açmış koşuyordum öylesine.
O, üzerine mehtabı örttüğüm kadındı..
Demir almak vakti geldi ve kalktık.
Üşümüş anılarımın pikesi artık,
Yüzü ilkbaharı hatırlatan kadının,
Ardından bıraktığı bir parça lavanta kokusu..
Kayıt Tarihi : 4.6.2007 12:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Üşümüş anılarımın pikesi artık,
Yüzü ilkbaharı hatırlatan kadının,
Ardından bıraktığı bir parça lavanta kokusu..
Nisan yağmurlarına çalan gözlere sahipti.
Kırlangıç yuvasına benzer yanı vardı gamzelerinin,
Kanatlanıp uçacak gibiydi gözbebekleri. '
Ben bu durumu biliyorum. Hiç solmasın gülücüklerin.
düş yastıklarında uyudu kaç gece,
kaç gece sarındı sensizliğe,
kaç gece sensizliğe uyandı düşlerinden
kaç gece...
deyiverdim..........tebrikler..teşekkürler.....
TÜM YORUMLAR (5)