Ben evde kavga seslerini duyup uyanan bir çocuktum. Sonra kafamı yastığa gömüp geri yatardım. İyi bir çocukluğum yok. Çocukluğum hayatımdan düşen ilk yaprak.
Şimdi sessiz sedasız gidiyorum. Yol karanlık ve ben ürküyorum. Biliyorsun korkutur karanlık beni. Gökyüzümün bütün yıldızlarını toplamışsın ve beni
karanlığa itmişsin. Yol uzun ve bir insanın yüreğinde acılan o boşlukla ne kadar yürüyebilirse yürüyorum işte. Eksik kalmış bir insan ne kadar inanabilir ki
pırıl pırıl gökyüzüne? Aydınlatır mı sence o koskaca hayran olduğunuz gökyüzü parçalanmış kalbimi? Sormayın bana gitmek mi zor kalmak mı diye?
Bedenini rüzgara teslim edip giderken ruhunu kalbini aklını onda bırakmak der susarım. Çünkü giden de kalanda eksik kalacak.
Ne giden geri dönebilecek ne kalan kal diyebilecek. Ve bir masal daha burada sona erecek.
Her gecenin karanlığında aydınlığa çıkan bir yol olduğunu düşünür hayal ederdim küçükken. Çünkü hayatı boyunca karanlığın içine hapsolmuş bir çocuk olursan her zaman bir ışığa ihtiyacın olacağını düşünürsün. Bu belki de beyaza olan hayranlıktır. Kurduğu hayalleri, umutları, düşleri, düştüğü boşluk bile siyahtan ibaret olan bir çocuk düşün. Her şeye olan inancını kaybetmiş kendini içinde ki karanlığa hapsetmiş bir çocuk. Sevginin sadece literatürde ki adını bilen ama hissiyat olarak hiç hissetmeden büyüyen bir çocuk. Özlemlerini kırgınlıklarını öfkesini hüznünü her şeyini içinde yaşayan küçük bir kız çocuğu. Kelimeleri boğazına dizilmiş belki de hiçbir zaman eskisi gibi anlatmayacak içini kendi karanlığında kendi dünyasında boğulmuş bir çocuk. Bak bu ben. İçinde karanlıkta yaşamayı öğrenmiş herşeye rağmen ayakta durmaya çalışan ben. Karanlık dünyasını sırf içinde o var diye rengarenk umutlarla hayallerle dolduran ben. Zamanla içinde ki yangının büyümesine sebep olan sen. Yaptığı herşeyi gösterdiği her çabayı hevesini kursağında bırakan sen. Gün geçtikçe eriyen ben. İçten içe erimeme sebep olan sen.
Gün geçtikçe uzaklaşıyorum içimdeki senden.
Kimbilir belki de ölüme yaklaşıyorum.
Sevgimin önceden verdiği heycana bakınca
Şimdi içimde bomboş hissedişim ne bilmiyorum.
Yabancılaşıyoruz sanki birbirimize.
Önceden olsa ölüme yaklaştığımı düşünürken
Artık yavaş yavaş tükendiğini hissediyorsun.
Bitmeyeceğini sandığın şeylerin artık içinde yok olduğunu görüyorsun.
Onsuz yapamam dediğin insan için gözyaşlarını akıtmayı bırakıyorsun.
Kim bilir belki değişiyorsun.
Verdiğin değerin karşılığını görmediğin için kırılıyorsun.
Önemsediğin kadar önemsenmediğini hissedince biraz inciniyorsun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!