“ Varlığına ‘ol’ diyen Rabbime şükür olsun
Nefes aldığın her gün, doğumun kutlu olsun ”
altı cennet kokulu zira / cennet dokulu
narin ayaklarının ilk sağını indirip ilikleyip halıya
dilinde besmeleyle kalkarken yatağından
içinde büyüdüğün *içimdekince hem de*
denizine baktığın tin’den ruha aktığın,
“nam'ı yedi tepeli fethedilmiş bu şehrin”
her caddesi daralan heybetin geçmiyorsa…
varlığınlaysa ferah kıvrımlı sokaklardan
bir kez olsun çıkta gel, çık kendi hayatından
ömrünce gönlüme gel gidişin olmasın yâr
gönlüm kale duvarı, tüm surlarımı fethet sırlarımla beraber
sevdanın sancağını korkmadan kalbime dik...
her heceyi yazdıran her dizene yön veren o dik duran başını.
dizimde misafir et, her gece bir tepede
gözlerden uzaklarda nazarlardan kaçarca gelmek için gözgöze
hem tepenin hem aşkın zirvesinde dizdize
leb’i kilitleyerek sessizce oturalım
içinden ne geçerse aynen doku ayn’ına …
de ki, doku/n gözüme
gerçek sevdalı isen; aşkın sessiz dilinden gerçek yâr olan anlar
harflerimde saklandım, her harfi tek tek oku
okumaktan kaçarsam bil ki namert olayım
dedim ya, her gecede bir tepede olalım
başı hiç okşanmamış s/üzgün çocukluğumu bir an unutturmaya
merhem olsun gözlerin, sözlerindeki şefkat sarsın yaralarımı
çocuklarla oynayıp bilye ütme çağımda, gütmek sanki farz olmuş
küçücük dizlerimde taşıttıkları dünya!
dünümde kalsın her şey,
gel… mübarek başını onca ağırlık çekmiş dizlerime yasla da
sayende barışayım hep kavgalı olduğum yüreğimdeki yas’la
ç/alışıp nasırlaşan ellerime teslim et
sende çıkar içinden içindeki çocuğun
okşamaya başlayım kısa uzun farketmez saçının tellerini
sen kadar masum olan taşıdığın çocuğun gözünden bak gözüme
başın dizlerimdeyken uyut onu gözümde…
ben seni seyrederken, saçını okşuyorken o saf çocuğu uyut
her gece her tepede uyuttuğunca büyüt sana olan aşkımı.
uyusun da büyüsün, uyumasan da büyüt / büyülü gözlerinle
bendeki izlerini
kimsenin tutmadığı haliyle / ayaz yemiş zemheri ateş bilmiş
okşanmadan kırışmış ellerimden tut götür…
“yalnız duymuşluğum var, neresidir bilemem kavuştukları adres”
birisi karadeniz diğeriyse marmara
iki deniz olalım… gözünün rengi gibi marmara senin olsun
bahtımın rengi gibi karadenizse benim
ama n’olursa olsun kavuştukları yerde gözlerimiz kavuşsun
ayır kirpiklerini öylesine bir bak ki, o anlık bakışınla
hicret et gözlerime kimsenin bilmediği eşsiz bir dünyayı sun…
aşk dedikleri suçsa… tek suçumuz aşk/olsun
yalnızca seni duyan, sensiz herkese sağır duyargacımı soğur
paslı kulaklarıma birkaç cümle fısılda duymasın cümle alem
az sonra ellerinle tutup aç ellerimi sağ elim ayasına tırnağının ucuyla
ağır ve okunaklı aşkın manasını yaz
türkçe olsun her harfin, arapça yazacaksan, anlamam arapçadan
bildiğim lisanla yaz, okutacağın her harf “aşkın Rab’çası olsun”
* bu mealdeki aşkı.hediye ettiğin gün… bil ki, doğum günü(n) mdür *
Berkan KoloğluKayıt Tarihi : 16.7.2009 23:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Susturdun bak ablanı bile ve yürekten ağlattın hemde...
Güzel yüreğine sağlık.
Sevgi yüklü saygılarımla derlediğim çiçeklerim engin yüreğine.
(Tam puanımla listemde.)
TÜM YORUMLAR (3)