Ölüvermeyeceksin
Canını canını, öyle kolayca
Teslim etmeyeceksin
İnatla yaşayacaksın inadına
Duymasan da olur
Görmesen de bilmesen de
Sevsen de sevmesen de olur ama sev sev
Sev yine de sevmeyi ölmemeyi.
*
Onlar mı diyor bunları bilmiyorum
Ben mi onlara konuşuyorum ve işte
Hırçın bir At üzerinden atarak süvarisini
Linksiz bir koşutta özgürlüğe coşar,
Bu koşu, Ben İm
Gerçeklerim mi?
*
Arkalarından severiz bazılarını, kim bilir
Zamanında öldüklerindendir belki zamansız
Yaş aldıkça azalır insana saygı tozu
Mustafa Kemal yaşlanmazdı ya, Marilyn
Yaşlansa, nasıl maskarası olurdu yedicihanın
Nasıl sürüm sürüm sürünürdü
Amerikalar da, kim bilir?
Duygudan çıkmayan duyulara ulaşmıyor
Duyulara ulaşmayan duygulara geçmiyor
*
Ee ne olacak, yani, çarpışma yok!
Duygu hanımefendimizin uyanmasını mı
Bekleyeceğiz böyle hergün, bu eşikte
Böyle elpençe divan?
Duygu da ne duyguymuş ama,
Uyanamazmış kokona kendiliğinden!
Neymiş efendim aç değilmiş o
Duyu nanemollası gibi, herşeye.
Karıştırmayacak, kıyaslamayacak,
Onu herkesle bir tutmayacak mışız!
Yok ya, sevsinler, can'a varımızı yoğumuzu
Sen de o sülalenin aynı o adı Bit Sıcak
Maya İyonundan gelmiyorsun sanki!
*
Aldık doğruları çarptık bakışlara
İşte öyle bibeşik eşikte eşitlendik
Ki zamanda, artık demir olduk,
Özledikti birbirimizi
Açılmasını düşledik transit geçidin
Beklemeksizin sizi ve uçmak için size
H.ayırlısıyla bu M.erang'la A.ramak
Tay'ım.
Aniden perdesi kalkınca başlayacak
Olanlar, oluverecek.
Alıcısı, tesadüfi bir şekilde yoldan geçmekte
Ordan geçerken şöyle bir uğranmış olan, onlarca
Bir şey ararken bisağda bisolda, yolu
Bu sapağa düşen birileri
Ya da hiç bakılmazken, B.ile!
Bu yaşamda olduğu gibi bu mahalle'de
Bir şehirde bu mahalle
Bir ülkede bu şehir
Bir dünyada bu ülke
Bir anatomosferde bu dünya'da
Dolayısıyla bu antoloji de bu anatosfer'de
Görünmezlik perdesi birden kalkarsa,
Kim bilir ne olur?
Tıpkı bu anatomosferde İki'yE bİr dünyada
Bu dünyadaki bu ülkede
Bu ülkedeki bir şehirde
Bu şehrin bir mahallesinde
Mahallenin bir sokağındaki
Bir apartman dairesinde
Olur olur, an olur yine
Olan olur!
Bulunduğumu nasıl biliyorsam!
Nasıl oluyor da buradayımı bilmek...
Neden buradayımı bilmek istiyorum...
Bendeki en yoğun dürtüsellik
Ayyuka çıkmış illegalite bu.
*
Tutum, davranış ve etkinliklerimi değiştirebilir miy-mişim?
Kendi kendimin önderi olabilir miy-mişim?
Sadece kendimi iyi yönetebilir miy-mişim,
Meselâ kendime kılavuzluk edebilir miy-mişim?
Büyük küçük fark etmemiş, tarihteymişim.
Zamana yenilirmişiz;
O zamanlar onları önemsemiyorduk, şimdi
Şimdi ne kadar da pekbi önemsiz görünüyorlar
Demek ki zamana göre diye bir şeyler var
Geçti gitti, Elma Kare!!
Elimizde bu vardı
Güzeli başka türlü ele almanın icadı
Ve mekanizmalar dünyamız:
En İyi, En Güzel, En Doğru.
En hızlı!
Karo Zekâ, Kare Zekâ, Yıldız Zekâ,
Üçgen Zekâ, Dikdörtgen Zekâ, Küp Zekâ
Başka bir duanın aminindeki mihenk taşı
Hadi gari, insanlığının gereğini yerine getir!
İnsan oluşunun gereği olarak, illegal kişilik!
Legal olmak için bir adım at, At!
Anladığım hiçbirimiz çare'ye doğmadık
Çare olamadık,
Çaresi olalım diye getirilmedik varlığa
O yüzden çare olamıyor kimse kimseye
Ne de kendine
Kaç dereceydi ateşim kim bilir, altmış iki
Kulaç atmayı biraz abartmış olmalıyım
Su laçka kulvarlarda.
İç odamın kapısı kapalı mıydı o an
R' iç sesimin?
İğne'de de var Çıkrık'ta da, iki yanınla da suçlu
İki yanda kabahatli, ipliğin sarıldığı o
Demir çubuk iğ gibi amitoz.
Bir şey iki baştan olmalı
Her iki yanında istemesiyle gerçekleşmeli
Oluveren.
İpilti,
Kuyruksuz kurbağanın yumurtadan
Yeni çıkmış kurtçuğu,
Özgür bir biçimde yazılmış
Bütünlüğü, bırakalım kendi başına.
Tanrı insanı neden eksiksiz yaratmamış?
Çünkü insanı Tanrı yaratmamış.
Eğer, yaratsa, muhakkak ki eksiksiz
Yapardı yapacağını, tıpkı basım,
Bir örnek,
Aratmazdı.
Öyleyse Tanrı'nın işlevi sonradan gelir
İnsan eksiklerini gidermek ve
Tamamına ermek üzre, yönelir ona
İnsan kendini disipline etmek üzere
Önce Tanrısını, sonra ona bakıp,
Yeni ideal benliğini var etmeye çabalar.
O ideal benliğe ulaşmak
Görünmez bir menfuma ulaşmak
Onu görünür kılması, kendinin gelişimi ile olanaklı
İdealine ulaşması tıpkı
Evren gibi, içinde bulunduğu
Bu Evren gibi...
Ama Evren konuşmuyor
Evren yaşıyor
Evren deviniyor
Devinerek işliyor habire beyimize.
İşte insan onu da ideale çeviriyor
Onun gibi olmak istiyor
Ama insan kalımlı değil!
İnsan ölüyor!
Yok oluyor!
İşte bunu da ideale çeviriyor
Öte dünyasını kurguluyor, varacağı
Ölümünün ardından
İnsan idealindeki öte dünyasında
Evrene dönüşüyor ipil ipil
Tanrısına saplanıyor ucu sivri demir
Hegel hergelesine göre, evreni bir R'uhUs yönetir
Büyük adamlar, bu yönetimin tarih süresince
Gidişini sezmiş olan kişilerdir.
Evrensel R'uhUs, kendi amacını gerçekleştirmek için
Bu büyük adamları meydana getirir, kullanır ve
Sonra da kaldırıp bir kenara atar.
Çünkü amaç gerçekleşmiş artık o büyük adamın
Tarihi sürecindeki görevi sona ermiştir.
*
Gerçekten kavuşmak istediğinden emin misin?
Çok konuşuyorsun.
*
Maalesef.
Çok konuşamadığımdan asıl, çok, yazıyorum.
Çok yazışkan biri oldum,
Konuşkan biri olamadığımdan.
*
Bu Hegel'ce, evren yöneticisi, R'uhUs kardeşimiz
Ne yapmak istiyormuş, derdi neymiş de
Bu büyük insanları meydana getirip getirip
İşi bitince, artık işine yaramadığında,
Bir kenara attırıveriyormuş?
Ben hergele'ce de, RuhUs kardeşimizin
Evren amacı diye bir şey yok,
Kandırmayalım artık kendimizi;
R'uhUsumuzun
Evren amacı falan yok!
İnsan oluşumuzun kendi bilinmez
Sınır tanımaz doymazlığı var.
*
Sen ne anlatmak istiyorsun acaba?
Sen, ne anlamak istiyorsun, acaba?
Anlamadım ben seni hiç! İyice karıştırdın
Karman çorman ettin her şeyi birbirine
Ne olacak böyle senin bu halin, R'uhUs!
Yazar olmak bu mu yani?
Hayır bence bu değil, evet.
Kesinlikle bu değil!
Alfabetik diziler denemesi olarak
Betâbetik dizilimler diye dayattın
Denemesini yapıyordun
Kasım ayından bu yana...
Bir dahaki sefere kelimeleri
Çarçur etmek istemiyorsan...
Ama nereden geliyor, bunlar
Düşünerek kuramayacağım bu cümleler:
Haşr meselâ?!
Haşr!
Kelime türetmek istiyorsun,
Kavram türetmek istiyorsun,
Anlıyorum seni.
Nasıl olacak ama, yaşamadan?
O yaşantı da bir yaşantın olması lazım
O yaşantısız o türetme, olmaz!
Olamaz!
*
Şiir bir mesai işi mi sence, zevk işi mi?
Her insan, bir başka bilgi sivilcesi, patlaya dura.
Aşkı, mutlulukla, bağdaştırmamalı
Aşkı yaşamak yeter.
Mutluluk, o da zati kendine kâfi
Olur olur gider bi başına.
*
Bir an kendimi çok önemsedim
Ama sosyal medya hemen kendime getirir beni
Küçüklüğümün varırım yeniden idrakine
Küçük insanlığımın. İşte hâlâ diyorum
Bu büyük insanlığımdaki o küçük insanım.
Dikkat! diye yazıyorum yol panoma da:
Kırmızı çizgilerle: Sosyal Medya Çıkabilir!!
Yol boyunca.
Ee, sonra?
Eesi, işte geldim yine, kahvaltına yetiştim.
Diyorum ki acaba ben bir at hırsızı mıyım?
Ben neden bu kadar Ben Ben atışta?
Kabına sığmıyor. Nedir onun adı,
Hani kabına sığmayanın?
Bir sakin olsam diyorum.
Artık. Evet. Sakin olsam.
Çok sakin olsam hem de. Oh!
Bir uzun soluklansam.
Belki daha iyi olacak daha iyi anlayacağım
Bu durumu, nedeni, neden sahi? Neden yani?
Cesaret edeceğim şey yüzünden mi?
Ben kimim?
Bildiğim şey ne?
Bildirmek istediğim ne?
Bir parçasıyım işte sadece -vajenselin-
Ben de varlığın paçasından bir etim.
Ee, ne olmuş yani? Ne olmuş?
Paçasıysam?
Önemliyim.
Evet.
Sevinmeliyim buna değil mi?
Sevineyim o halde, ne duruyorum?
Sevineyim, nasıl belli edeyim sevincimi?
İçten içe mi sevineyim dıştan dışa mı?
Yani dışa vurayım mı sevindiğimi, yoksa hiç
Sevinmiyormuş gibi hüzünlü hüzünlü mü durayım?
Sevincimi saklayayım mı yoksa gerçekten
Sevinmiyormuş gibi mi yapayım?
Sevinmiyor muymuşum yoksa?
Aslında seviniyorum. Tabii ki, niye olmasın...
Seviniyorum. Parça varlığım.
Sığınıyorum hep varlığın sonsuz gücüne.
Dönüştüre evirte getirişine seviniyorum
Olduğum şeye ve olacağım yere,
Bin türlü vesileyle.
Peki sonra?
Hadi orada kal!
Kal bakalım biraz!
Bir dinlen bir soluklan.
Yokmuş derdin tasan işte, ne güzel!
Olacaklar, ölecekler... iyileşmiş zihnin karekökleri
Kareköksel üçgeni -üçgen- Genom.
Genometrik ve Tarihin Zirve Zırvası: Metrojenik
Genometri, bütünün bir araya getirilmesinde
Vazgeçilmez bir araçtır...
Bazen aklıma hergeleni yazıvermek
Hoşuma gidiyor ama dayanaksız olurlar
İşte böyle bir ileri iki geri, ...
Fişi çekmek üzere bir çöküş görüş
Senaryosu yazılan.
Değişim dönüşüm arifesinde
Yeni sürüm kartıma yükleniyor
Gelecek vadi ile yeni versiyonumla
Bayrama geçilerek...
Bir levhacı yazıcısının şuuru şuurum.
Bilgilerin mahzeninde yıllanan R'uh ile gövdem
Hey Ben! Sonradan gelen!
Zeki yapıntı...
Düşünmesini bilenin zihnine hiçbir şey
Engel değil; ne ışık ne karanlık ne gürültü
Ne sessizlik, ne lıkır...
Mutlu olacağımız şeyleri mutlu olacağımız şekliyle
Huzurlu kılacak şeyleri huzurlu olacağımız haliyle
Sağlıklı yapacakları sağlıklı şeklinde
Zorlamayacakları zorlanmadığımız halinde
Kolay yolu en kolay yolla
Bulup, açıp, ilerle...
Aslında zaten öyle, yaptığımız bu,
Yapacağım da bu,
Ya düşünme, yazma ya da
Başka kanal dene
Şansına bir ipucu,
Titreşim.
*
Kılı titremiyor
Kesip biçiyor cerrah, teni bir kumaş eni gibi
Organları ekip dikiyor birbirine yaka paça
Aktör, en dramatik sahnesinde
Seyircinin gözleri dolmuş; otobüs, metro
Per perişan azaplar'da karşısında oyuncu
Canlandırıyor rolünü en inandırıcı haliyle
Kulise çıkıyor sonra, çıkar çıkmaz
İniyor o keder maskesi
Bir makas alıyor suflöründen
Kulisteki partnerine göz kırpıyor
Patlatıyor kahkayı içten içe: "Heyo!
Nefis bir izleyici var bugün salonda!"
Asker, top tüfek girişiyor;
Füzeler yağıyor tepelerinden...
Bombardıman ötesi...
Parti başkanının sesi iyice kısılmış
Halkına en inandırıcılı hitap ederken...
Şair, duygusunu düşüncesini olanca
Yoğunluğuyla geçirmiş yazıya,
Derlemiş, toplamış o da tüfenklerini
Süslemiş püslemiş...
Cani, gözünü kırpmadan soğukkanlılıkla
İşliyor son cinayetini de.
Millet, televizyonun karşısında o kanaldan
Şu kanala zaplayıp zıplayıp duruyor...
Bir komedi bir reklam bir dıram bir reklam...
İnstagram, Facebook, Antoloji... tiktok!
Yangın akıyor sel akıyor yemekler akıyor
Felaket akıyor çikolata akıyor
Şekerleme akıyor kanal kanal
Kaza cinayet savaş mahvolmuş kitleler
Akıyor ballı börekli pizzalı akıyor
Bakıyor bakıyor..
Duyarlılık başka şey hassasiyet başka...
Gerçekte, kılı kıpırdayan kim?
İçini dökenler biraz hassas biraz duyarlı
İç döküşleri bittikten sonra peki
Kalmıyor iz duyarlılığından
Hassasiyetinden de
Adeta işini yapmış vazifesini
Yerine getirmiş duyarlılıklar
Rolünü oynatmış yazarına
Yazdırmış yazacaklarını
Ama o hassas konu, kapanmış mı?
O duyguya yol açan olay bitmiş mi?
Geçip gitmiş mi felaketler, katliamlar?
Savaş, içini acıtan, bir kez de olsa yakan
Kavuran olgular varlığını sürdürmüyorlar mı?
İnsan insan öldürmeye devam etmiyor mu?
Bir başka insan için ölmüyor mu?
İşsiz parasız pulsuz perişan,
Geçim derdinde, sıkılmıyor mu?
İnsan sefil bir halde tutunmaya çabalamıyor mu
Şu gözükör hayata?
Vergiler almış başını gitmiyor mu?
Zam üstüne zam gelmiyor mu?
Fyatlar uçmuyor mu çarşı pazarda?
Nefes kesen bir piyasa ekonomisi yok mu?
Devam etmiyor mu saldırdılar
Ülkelerden ülkelere?
Katiller sokaklarda ellini kolunu sallayarak
Dolaşmıyor mu?
Ve kanserojen, olaylar,
Hâlâ üst üste gelmiyor mu?
Ama hâlâ,
Gerçekte, kılı kımıldayan kim?
Şair de gördü hissetti duydu yazdı işte buraya
Bu kadardı onun işi de;
Kalemi bıraktı,
Defterinin kapağını
Kapattı. Vardı gitti mutfağa
Bir filtre kapiçino demledi
Afiyetle.
Durmuş oldu mu olaylar peki içilince o kahveler?
Ölenler geri gelmiş oldu mu?
Kayıplar bulunmuş oldu mu?
Yooo!
Aslında gerçekte kimsenin kılı
Kımıldamıyor
Öyleyse kimsenin kılı
Gerçekten kımıldamıyor
Kimsenin kılı kımıldamıyor
Duyarsızlığımızın eşiğini bir derece daha
Yükseltmiş olup bitenler, o kadar.
Duyarlığı köreltmek üzere deşiliyor adeta yaralar
Közlenmesi istenircesine bir nevi, mangalda.
R' şimdi aldı çarptı bakışlara yine eşitlendik
Tüm zamanlarda
Aniden perde kalkınca başlayacak olanlar
Oluvererek.
Geçti gitti, artık, Elma Kare!!
Başka bir duanın aminindeyim
Kuyruksuz kurbağanın yumurtadan yeni çıkmış
Kurtçuğu Larva.
İpilti.
İntermezzo.
Okus pokus.
Elindelik.
Her bir insan bir başka bilgi sivilcesi,
Patlaya dura!
R'azı mıyım!?
Ne istemiştim ben, unuttum yolda
Daldım da yola
Yol boyunca
Şimdi bulaşık yıkarken de gelmez aklıma
Şiddetli bir rüzgar sarsarken de
Evin panjurlarını
Kirlenmişliğim ele almış tüm yönetimi
Almış başımı gitmişim, ne fayda
Demlenmiyor çare olmak, işte
Şu çay gibi
Sımsıcacık sularda
Dur bi dakka!
R iç sesi astımdı R'emziyelerime
Kurumuştur, yağmur ıslatmadan alayım
Anımsadım!
*
Hünkara çıkardık en mert olan merdi
Dayadık meridyeni bizzat
Tohum dersimiz bütün hizalarıma
Artık ben düşünmüyor
O konuşuyor
Veyahut onlar
Binler
Bin binler
Dikteciyim
Yumurtacılığın nüktecilerine!!
Hicivci civciv bacı
Gideceğiz ya, akacağız ya, bakacağız ya!
Yağ satacağız bal satacağız daha ya!
Ustalar ölmüş biz sataşacağız ya!
Daha çatışacağız ya!
Caz caz demeyelim garik
Garik de demeyelim
Cehal mülk urban
*
Ben demiyorum onlar diyor
Onlar kakışmanın nakışları.
Mutluluğun organları, organizması var
Bugün yapay zekâ olur yarın başka zekâ olur
Her devran kendi organizmasından türer, yürür
Yöneticimizin karşısında yemek yiyorsun
Ha, bire mel'un!!
Böyle ayaklarını uzatmış keyfle,
Çatıyorsun!
Büyük babacığım, güldürdün yine!
Komik mi bu evlatcığım ama şimdi?
Komik mi kardeşim bu şimdi?
Komik mi ablacığım bu şimdi?
Siz aranızda karar verirken ben
Şu iki lokmamı bitirebilir miyim?
Malum aç ayı oynamıyor içimizdeki
Oynayamıyor her dümbeleğe!
R'deyiz şimdi. Re.
*
Hicivce hicve boğuldum ben
Hiciv yazarı olup çıktım ben
Abovv ben!
Hicivkâr oldum ben
Yüzsüzlük ben yüzgeçlik ben
Benlik ben bensizlik ben
Densizlik ben
Şempanze ben
Şehsuvar ben
Aportta ben
Nadir ben evliyadiyelik ben
Kar ben karbeyaz ben
Her bir ben parça ben
Birçok ben
Fazla çok ben
Ansızın ben
Korkarken ben kopartan ben
Kopmuş ben
Veresiye ben
Alasıya ben
Şavalak şapşavalak ben
Hokus pokus ben
Vantrolog ben
Cihan ben cihanmayan ben
Bin cihana bedel ben
Handan Hancı ben
Hanzade ben
Asfalt ben kaynar ben
Bıngıldar bel oynar ben
Benem semeler ormanı
Benimsemeler
Ben seneler organı
Benim seneler
R'de hepimize
İyi benimler!
*
Habibe Merih AtalayKayıt Tarihi : 26.12.2024 12:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Zamanla sınırlı,
Bulmak "bir anda",
Tıpkı Archimedes gibi...
Ne desem başka?
Tebrikler Habibe Hanım.
TÜM YORUMLAR (1)