Quantum Fizikteki “Çifte Yarık Deneyinden” Çıkarımlar
Deneyi Hatırlayalım: Bir duyarlı levha önüne bir engel konuyor ve engelde dikine bir yarık aralık var! Bu levhaya doğru atılan cisimler (bilye veya top olabilir): bu yarıktan geçenler arka levhada bir çizgi oluşturuyor! Bunu su dalgalarıyla yapınca da tek yarık olduğunda yine bir çizgi söz konusu! Bunu iki yarık yan yana olarak deneyince top ve bilye ile arka planda iki çizgi oluşuyor! Çift yarıkta su dalgaları ile denendiğinde arka planda bir girişme modeli oluşuyor bu iki çizgi değil de daha fazla çizgi! Dalgalar yarıktan geçtikten sonra birbirleriyle kesişiyor ve arka plana girişme modeli yansıyor! Bu ışık ile denendiğinde (Işık, hem dalga hem tanecik gibi davranıyor) yani ışığı çift yarıktan yansıtınca girişim modeli oluşuyor eğer gözlem yapılır ise gözleme dayalı bir etki oluşuyor ve ışık tanecik gibi davranıyor. Özeti bu; yani Quantum alan, gözleme dayalı işliyor! Quantum alanda teorik olarak bilinen en küçük parça “Sicim” buna “Zerre” diyebiliriz ama zerrenin bilinmeyen çok yönünün olduğunu unutmayalım! Aslında zerreyi anlamak, evrenin tamamını anlamakla mümkün! Ne de olsa bir zerre evrenin tüm özelliklerini potansiyel olarak taşıyor! Evreni anlamak nasıl zor ise zerreyi anlamak da aynı ölçüde zor olacaktır!
Evrendeki kurallar, küçükte ve büyükte aynı işler! “Zerre küllün aynısıdır, aynasıdır! ” şeklinde! Bir sicim aslında evrenin aynısı ya da aynasıdır! Yani boyut kazanmış bir çizgi çember olmak durumunda! Çemberin özelliklerine bakalım kapalı bir şekil ama genişleyebilir durgun suya atılan bir bilyenin oluşturduğu dalganın büyüyerek genişlemesi gibi!
“Bir zerrede evren saklı” demek yanlış olmaz! Çünkü bir zerre, evrendeki her hali potansiyel olarak barındırabilir! O halde bir zerre gözleme dayalı işliyor ise evren de gözleme dayalı işliyor demektir! Gözlemci yani şuur, nasıl gözler ise o gözleme dayalı sonuçlar da o gözlemciye yansır! Şuur ile evreni şuur sahibi olan kendine göreceli etkiler! Tüm şuurlu etki “Kendinden, kendine” şeklinde yansır! Bu durumda kendi yani “Ben” evreni nasıl gözler ise ona göreceli yansımalarıyla ilişkilendirir kendini. Sınırlar ise sınırlı, sınırsız olarak düşünür ise sınırsız bir etki söz konusu! Aslında “Ben” ne gözlerse onu şuur haline getirir! Burada “İyi-kötü” de tamamen şuurun oluşmasında “Ben” göreceliliğindedir!
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.