Sormadılar sorgulatmadılar ben seçmedim.
Bunca elem bunca kederi ben istemedim.
Ağzı var dili yoktum, ben bir bebektim.
Doktor beni Fırat’a bırak nolur diyemedim.
Karanlığın keskin dişlerini ben körelttim.
Güneşi beklerken dul geceler geçirdim.
Takatsiz kaldım,buraya süründüm de geldim.
Toprak yeni silinmiş, bilsem kirletmezdim
Dinleyin beni! Buraya Âden’den gelmedim!
Gerdanı kırık serkeş güvercinin tekiyim!
Seyyah göründüğüme bakmayın, ben delirmişim,
Asırlardır devasa bir kabrin içindeyim.
Şeytana davam var ve delillerim yetersiz!
Neden müebbet hüzün, neden savcılar dilsiz?!
İnsanlık avukatımsa, nasihat çok gereksiz
Asın beni yoksa ölür giderim kefensiz!
Kendim daha iyi kazarım verin bana bir kazma kürek,
Korkudan değil heyecandan ellerim titrek.
Yaşadığından ders çıkarmamış bozuk bir tüfek,
Şimdi bana bir mürekkep bir kalem bir de M.Ali gerek!
Neden bu Dünya!? neden ben bir ölüyüm?
Neden iyilik ekmişken kalleş kötüyüm?!
Güzel günde melekken şimdi neden öcüyüm?
Siz beni anladığınızda ruhum çıkmış olur bu bedenden..
“Kabrinden dünyayı yakan delinin tekiyim!”
“Hayatımla rakseden İblis, söyle senin neyinim?!”
“Söyle bana! Şu kevgire dönmüş ceset ben miyim?!”
“Pes etmek düşmektir ama ben ölü doğmuş biriyim!”
Kayıt Tarihi : 7.5.2022 13:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!