hani çobanıydım
simsiyah saçlarının
hani umursamazdık ya
ellerimizden kayarken hayat
banamısın demezdik
papatya tarlalarını yalayan rüzgara inat
bir anlık hevesti kursağımızda zaman
kırlaşan saçlarımız kaldı geriye bizden
bir de kırışık çehremiz
geçerken serden güzelliğimiz
neler kaçırmışız meğer habersiz
bir nefeslikmiş geçen günlerimiz
mesnevi’ye varınca elele
divanda hayat bulduk tanbur ve ney’le
ah bir ‘’ben’’ olaydı yüreğin
ah bir de yunsaydık ya zemzemle
sığarmıydı acep bu can şu kafese
kurtulmak için uçurumun kıyısından
anladım 35 yaş gerekmiş
dönmek için yüzümüzü kıbleye
Kayıt Tarihi : 13.1.2004 16:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)