Yaralarımın kabuğunu kopartıp kanatmayı sana bırakıyorum. Dağınık saçlarımla esmer geceler, sokaklarda yağan yağmur bana düşüyor. Karanlık gecelerde ışığını kapatma sana geleceğim, sessizce yanına gelip ‘’canım yanıyor’’ diye fısıldayacağım kulağına, ürpererek uyanacaksın. Boşlukta yuvarlanacaksın. Cümlelerin sahipsiz kalmış gibi ortaya savrulacak.
Her şeyde bir eksiklik vardı. Susmalar düşmüştü bana, gitmelerse sana. Sürgün sevdalara biçilen ömür ne kadarsa. Seni bırakmayı her düşünüşümde izbe köşelere saklanıp senin kokunu duyuyorum ellerimde tenimde. Yarım kalmış tamamlanmamış öyküler gibi, boyası yarım resimler gibi yaşamların infazına bırakıyorum kendimi. Bana hasret, bana hüzün, bana elemler kalıyor.
Boş veremediğim gönül yazgımda kayıp ruhları aramaya başlıyorum. Hangi acının bedelini ödüyordum. Nedenlerin batağında niçinler imin kavgasını veriyordum. Pare pare duygularımı onaracak sevgi sularını esirgemeyecek bir yürek limanı arıyorum. Duygu tünellerinde ilerlerken çarmıha gerilmiş düşlerin azabında kalıyordum.
Yarım bıraktığım düşlerim oluyorsun. Tam sana ulaştım derken bir fırtınanın alazında uzaklara savruluyorum. Toz toprak içinde, çizik ve berelerle sana ulaşmaya çalışıyorum.Uzanan elim kabus gecelerime değiyor. Hangi günahımın bedelini ödüyordum.
Baharın umutlarıyla çözülmeye çalışıyorum. Kızıllıklardan kurtulup mavi ve yeşilin tonlarında yürümek gök kuşağına ulaşmayı istiyorum. Fırtına sonrası dinlikte salınan, gövdesinden yaralar almış, yelkeni yırtılmış gemiler gibi ayakta duruyorum.
Yüreğimi avuçlarının içinde tutuyordun. Kırılmış kanatlarım rüzgârı hissetmeme engel olmuyor, yaşanmışlıkların bedelini ödüyordum. Kanımla terimle, gözyaşımla. Özgür irademle yaşamın içindeki yaşamsızlığı seçiyordum. Dokunmadan hissetmeden risk almadan. Uzaklığın özlemini çekerek ağlamak yerine her şeyi göze alarak yola çıkmayı denemeliyim.
Puslanmış bir geçmiş ve olmayan bir geleceğin arasında yaşam. Düş kırıklıklarım, dilimdeki pas lekesinin çoğalmasına neden oluyor. Kelimeler boğazımda düğümlenip, cümleler oluşmadan tekrar yürek sandığına doluyor. Kim vurduya gidiyor, kapanmadan açılan kanamalı hasta gibi. Yaşamından kopmak istiyorum fazla acı duymadan. Mutluluğun diğer adının acı olduğunu öğrendiğimde ise ağlamanın göz yaşı olduğunu anladım.
Batan gemiyi terk eden korsanlar gibiydin, bencilce arkana bile bakmadan bırakıp giderken. Ruhumun kuytu köşelerine sızan görüntünle yaşamaya çalışıyorum. Görün gözlerimde sabitleniyor ve güz sabahının serinliği tenimi yakıyor. Kaybettiğim sesinin yankılarını duyuyorum. Ansızın kaybolan yıldızlar gibi.
Ayrı ayrı yaşanan hayatlardan çalıntı dakikaları özledim. Şakın, umutsuz ve kayıp duygular arasında belki gelir diye bekledim. Sevmekten vazgeçmediğim için acı çekiyorum.huzursuz iç çekişlerle soluk almaya çalışıyorum.seni hatırlamaya çalışırken tekrar tekrar okunmuş kitabı yeniden gözden geçiriyor gibiyim.
Dipsiz bir kuyu gibi sana olan sevgim. Gözlerimde biriken hüzün nemleri yanağımda yol alırken başımı omzunda sessizce taşıyışın geliyor aklıma.Gündüzleri abartılı neşelerle geçerken geceleri karanlığın ayazında titreyerek bekliyorum, yüreğinden doğacak yeni günü. Ardında bıraktığın birkaç görüntü özlemlerin yaktığı ateşleri küllendirmiyor.
Dışardan dengeli görünen yaşamım aslında içimdeki özensiz yalnızlığımı kapatmak için perde. Karanlıklar içinde parçalanmış duygularım boşlukta uçuşuyor. Her parçam sanki başka eksiğimin peşinden gidiyor. Özlem batağında boğuluyorum. Atlattığım her fırtınada senin kıyıya çekmeni bekliyorum.
Fakat nafile….
Giden gitmişti arık dönüşü yoktu. Bu limanda sevdalar denize karıştı. Martılar çığlık çığlığa yuttular sevda sözcüklerini. Geriye deniz tuzu ve gözyaşı kaldı. Dudağıma değdirdim elimdeki damlaları. Hangisi hangisinden daha acıydı bilemedim.
25.08.2011
Fatma Avcı 2Kayıt Tarihi : 25.8.2011 10:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Çoğumuzun iç acılarının dile gelmiş şekliydi hüzünlü dizeleriniz Şaire'm.
Ne yürek varmış ki sizde, feryadı basmışsınız şiire mührünüzle.
Gönül'den kutlarken, sevgim yüklü saygılarımla derlediğim inci çiçeklerim engin yüreğinize.
(tam puanımla listemde.)
'Çivi, çiviyi söker' hesabı...
Etkili, saran, düşündüren, benzer yaraları olanları tekrar yaşatan bir denemeydi... Tebrik ederim Fatma (Deniz) Hanım... Umarım 'bir araya gelecektir' yazılarınız...
Başarı dileklerimle saygılar, selamlar sunarım...
PAYLAŞIMINIZDAN ÖTÜRÜ TEŞEKKÜR EDER
SAYGILAR...
TÜM YORUMLAR (9)