Püf Noktası Şiiri - Uğur Musab Şahin

Uğur Musab Şahin
2898

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

Püf Noktası

“Testi içinde olan dışarı sızar” der Mevlana
Kendine değil, kentine hizmet sunulur Mevla’ya.
Bir yumurta alsa hediye diye, benim köylüm den,
Yandaşlar köyün tavuğuna göz diker, en irisinden.
Aynı nutuktur meydanda atılan, “düzen değişecek’
Düzen hep değişmekte, düzüleni kim değiştirecek?
Bizden olsun da ister hırsız, ister cani ne cesaret.
“Fikrimde olmayan, dürüstü istemem” diyen siyaset.
Yok sağcı, yok solcu, ırkçı, ümmetçi ve cumhuriyetçi
Komünist sendikalar, Disk, Kesk, Türk-iş o milliyetçi
Sporcu gibi, millet vekil transferleri ve onca entrika
Şeytanı melek meleği şeytan gösterir, şu politika
2000

Kalfa ustaya sorar, “püf noktası nedir işin”
“Senin yaptıkların parlak, benim fildişinin”?
Ustası da “ustalık hünerdir az sabırlı ol”.
“Nasırlı eller, çekiç sallamaktan yorulur kol”.
Yıllar gelir geçer, kalfa püf noktasını bekler.
Gün gelir kalfa sorar, “o püf nokta nedir” der?
Ustası güler “gel bakalım, öğreteyim sana”.
“Vakti gelmiştir artık, öğretmek farzdır bana”.
“İşin tek sırrı verniğe, ağzın ile püf” demektir.
“Püf” dedikçe çarkı, daha hızlı döndürmektir.
Çırak şaşırır “ bu muydu yıllarca beklediğim”,
“Ayıp ama ustam, sabrıma sabır eklediğim”.
Ustası tebessümle “her işin püf noktası var”.
“Her usta bunun için, çırağında sabır arar”.
Ogün bugündür söylenir, “her işin püf noktası”.
Ustalık sabır ister, sabredenler doldurur tası.
Askeri güç, ulusal zayıflıktır o demokraside.
Eşitlik ve özgürlük raftadır, raflarsa mecliste
2001

Malazgirt’te, Anadolu’nun kapısına abandık.
Bendi aşan sel gibiydik, Anadolu’ya aktık
O Sırtlan ve çakaldan temizledik yücelttik kurdu
Anavatan edinecektik, kıyamete anayurdu.
Hadislerle bu şereflenen, toprakları eşip kazsan,
Kimi kılıç, kimi sancakla doğrulur Ulubatlı Hasan.
Kimi telli duvaklı bırakmış yârini, evladını.
At sırtında ak saçlarıyla, unutmuşlar miladını.
2004

Hak ve batıl, medeniyet kazanında karışan
Küfür yedi başlı dev, İslam’a karşı yarışan.
Tanrılar taş, tanrılar toprak ve tanrılar ateş,
İnsanlar tanrılara kurban, kurbanlar birer leş.
Oysa küçük bir yaraydı, deşince azdırdılar
Küfür kalksın diyorduk, itikadı kaldırdılar.
Almaya müspetse, vermeye nispet etme.
Vereceksen “al” de, “vereyim mi? ” deme.
Bin parçaya böldüler ve sonra yapıştırıldık.
Önce içimize nifak soktular ve barıştırıldık.
Alnına yazılan, yüreğine kazınan da aynıdır.
Susmak kadının süsüdür, daha çok yakışır.
2003

Değer verdiğin bir değersiz,
Gün gelir de, sana yol verir.
Özürle, özleyince habersiz
Bir gün, ansızın geliverir…….
2010

Bilimde yeni, edebiyatta eski kitabı al.
Soysuzsa güzel, kendin oyna kendin çal
Kişi, vazgeçeceği menfaat kadar dürüsttür.
Boş kafalar; ilme, bilme, kitaplara küstür.
Düşü gerçekleştirmek, uyanmaktan geçer
Alim ilmi ve fenni, cahilse uykuyu seçer.
Soruya verilen cevap arttıkça, doğru azalır.
Riyakâr gıybetten ve garabetten haz alır.
Gereksiz uğraşı, zaman kaybettirir insana.
Yaşlılık ölüme habercidir, ipotekli zamana
Aç kalmak, acınmaktan evladır, bilinmez.
Haddini bil, haddini bilen hakaret görmez.
İnsan ne biçmek isterse, ancak onu eker
Keskin kılıçlar değil, sivri diller kan döker.
2010

Her kadın, arkanda namaza duramaz.
Ya da önüne geçip, sana imam olmaz.
Yüzü dönenin, özü dönmelidir kıbleye.
Seni dinleyen yoksa, ağzındaki dil niye?
Her işe hazır ol, her göreve talip olama.
Çağırılan yere git, çağırmayana varma.
Yapacağın işi ötelemektir, nahoş olan
Bugün kolay olur, yarın zordur elde kalan
Eğer seçiciysen, seçerkende tarafsız ol
Vurduğunu kırmazsan, sana gücenir kol.
Onurunu kaybedersen, öfken de artar
Kılı kırk kere ölçer, mahşerdeki kanrat
2009

Düne veda etmeden,
Selam verme bu güne.
Açılmamış kanatların
Kanma büyüklüğüne
2019

Her yöne baksan görmez, körse yürek.
Ayakkabı dar, sokak geniş olsa ne gerek.
Niyet halis, kalp temizse sevmeye alışır
Kötüden bela, iyiden gül kokusu bulaşır.
Atı alan Üsküdar’ı geçer sen uykudasın.
Davul sende, tokmak elde susmaktasın.
Yum gözünü at taşı, körün taşı rast gider.
Sükût-u Hak diyemem, o iş ölümle biter.
Yere göğe sığmayan aşk, hoşçakala sığar.
Sonra, bir damla suda, fırtınalar kopar
Mutluluğu aramak gerek, bulamaya biliriz.
Mutluluk ta bir zenginlik, ama mutlu değiliz.
Dünya, üstüme devrilmiş ezilmekteyim.
Kıyamet bu, dipsiz kuyuda gezinmekteyim
Ya kimse yok, ya kimsem tutup kaldıracak.
Ne balon, ne elma şeker beni kandıracak.
2010

Her ağacın kurdu, kendi içinden çıkar yüze.
En güvendiklerimiz, güvensizliği öğretti bize.
Başkalarının mutsuzluğuyla, mutlu olanlar,
Zulmetmek için, fakir ve mazlumu ararlar.
Zulmetmek fenalıktır, zulüm edenlerse arsız
Harama "helal” diyen mürtet, bence imansız
Rabbini de, haddini de bilir akl-ı selim olan
Adamlıksa, kendini aklayan değil yoklayan
Saçın kafanda güzeldir, tabağında iğrençlik.
Mazeret ararsan, ya çocukluktur ya gençlik.
Ya hüzün verir, ya da huzur yaşadıklarımız
Dişilikte değil, kişilikte yarışır kadınlarımız.
İnceldiği yerden kopar ip, sabırda son dem.
Sıkışmanın son noktası, boşalmak madem.
Yaralı av avcıdan tez koşar, tutmak imkansız.
Kanı akana değil, kan akıtana denir “kansız”
Kula kulluk edenlere ki, “adam” diyemem.
Selam sünnet almakta farz, alıp veremem.
2021

Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 22.3.2010 10:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Kıssadan hisse

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!