Puf böreği. tv de ki yemekdeyiz progr ...

Yemek sofralarında, hele de böyle toplumun izlediği bir yarış programı gereksiz tartışmaların, bilimsel araştırmaların, iddiaların ortamı olmamalıydı...

Önce belirtmeliyim ki aslında bizim kültürümüze ait olmayan, fakat günümüzde, insanların başını kaşıyacak vakitleri olmadığı için dışardan gelen hazır yemek kültürü bize de bulaşmış olup türk hanımlarının da benimsediği bir kolaylık olmuştur...

Büyüklerimizin yemekle pişmek gerekir; sözlerinden bizim yemek kültürümüz anlaşılır... Asırlar boyu böyle bir düşünce tarzı olmasına rağmen yöreler ve ailelere göre de yemeklerin pişme tekniği değişkenlik gösterir

Ata sözlerimizde olduğu gibi, her kadının bir soğan doğrayışı, her yiğidin, bir yoğurt yiyişi vardır...

Lakin genel geçer kaidelere göre, puf böreğinden önce milföy hamurunu ele alırsak, bu hamur hazır satılan yağlı mayalı bir hamur olup; ondan puf böreği yapılacağını ve lezzetli olacağını düşünemiyorum. Olsa talaş böreği olur.

Bu hamur mutfaklarımızda kolaylık açısından pratik bir çözüm, ani bir misafir geldiğinde kısa sürede hazırlanacak bir tercihtir...

Benim ve benimle bir çok kişinin hem fikir olabileceği bir bilgi olarak sizlerle paylaşıyorum...Puf böreği milföyden yapılmaz yapılsa da, o canım lezzeti yakalamak mümkün değildir...

Şimdi rahmetli annemden genç kız iken öğrendiğim onun yüz akı puf böreğini nasıl yapıyorum tarifini veriyorum.

Puf böreği:

3 yumurta- 3 kaşık yoğurt- bir paket kabartma tozu- 2 kaşık sıvı yağ yeterince tuz kulak memesi yumuşaklığında olması için, elenmiş kafi mikdarda unla hamur yoğrulur...

Hamur biraz dinlenirse iyi olur; mandalina büyüklüğünde beze dediğimiz parçalara ayrılır...

Püf noktası:
İki beze arasına sıvı yağ sürülerek iki beze üst üste unlu zeminde ve yufkanın her iki yüzü unlanarak merdane veya oklava ile açılır, puf böreği kabardığı ve kat kat olduğu için bir özellik taşır...

İç malzemesi:

Yağsız dana kıymaya, az biraz margarin katarak bir mikdar kavrulur yemeklik doğranmış soğan, kıyılmış maydanoz tuz kara biber katılıp soğumaya bırakılır...

Açılan yufkaların içine tatlı kaşığı ile, iç malzeme konur, böreklerin tavada açılmaması için yufka kenarları ıslatılırsa, risk almamış oluruz kıyma içi koyduğumuz yufkayı küçük veya arzuya göre büyük, (d) harfi şekli verilerek bir metal kapakla kesilir, kızgın bol yağda kızartılır..

Pembe pembe ve mis gibi kokusu ile, benim konuklarıma sunduğum, yüz akım bir sunum olarak hem ara sıcak olabilecek hem de bir akşam çayı, ikindi kahvaltısında çay eşliğinde ya da ayranla yenebilecek bir ikramım olmuştur her zaman...

Geçenlerde kızım beni bir sahil lokantasına götürüp puf böreği yedirerek, bana bir şölen yaşattı; caanım kıymalı börekler çok ihtişamlıydı kızıma bu ikramı için defalarca teşekkür ettim yalnız ne var ki hayal kırıklığı yaşadık...

Kıyması hem kokuyordu, hem de sanırım koyun etinden pek de hijyenik olmayan bir ortamda yapılmıştı.
Pek sevip ve benimsemediğim çiğ börekti sanırım.

Yemekteyiz programındaki puf böreği tartışması, yapıp konuyu uzatan ve orada tartışmaya pek de katılmayan yarşmacılara da bizlere de illallah dedirten, inanın bıktıran bir hal aldı ve esefle karşılıyorum...

Bu yarışmada ve her zaman, sofra düzeni ve sunum nasıl önemliyse sofra adabı, daha da önemlidir...

Bizim insanımızın bu kötü örnekde olduğu gibi davranmayacağından eminim.

Yarışma jürüsi lütfen yarışmacıları uyarsın diyeceğim de, günümüzde kavga moda olduğundan ve reyting kaygısından ve sanırım yarışmacılardan böyle bir ortam yaratmaları istendiğinden şüphelenerek, bir şey diyemiyorum...

Beğenmiyorsan izlemeyin diyenler olabilir, ama kıssadan hisse olması açısından kötü, olumsuz uyumsuz oluşumları da izlemek lazım bana göre.

Biz onlara öbjektif olabiliyoruz ama, insan kendi davranışlarını objektif olarak göremez...
Kendi hatalarım nelerdir ne gibi davranışlar yaparsam yadırganırımın muhasebesini yapmak kişinin kazancıdır...

Yine de güzel bir yarışma; ve kültür alışverişi herkesi uzaktan yakından ilgilendiren bir konuyu bizlere sunanlara teşekkür ediyorum...Yarışmacılara puan vermiyorum, başarılar diliyorum...

4/Kasım/2009/Bodrum