………Yaşamak istediklerimiz ve yaşamak istemediklerimizin tümü arasında
Gelip gidiyor canımızın zencefil met-cezirleri Bir histen ötekine dalgalanan
Sinir sisteminde Bazen kontrolü ele almak kolay olmasa da Bazen kontrolden
Çıkışımızın barometresinin çileden çıkışını görmek bile korkutuyor seyredeni
………Sabır her zaman Beraber oynamaya alışık olduğumuz iyi bir oyuncak
Değil Hele birde takt ve taktik istiyorsa acımasızca bizden Elimizi yakan ateşin
Verdiği sızıyı umursamadan Kalkıp gülüyorsa karşında Ağız dolusu Nar Nara
Bir çile daha örter üstümüze son örülmüş kandelaların bir/az erguvan ışınları
………İşte o zaman bize ne yakışıyorsa onu giyeriz Bazen de hiçbir şeyi Her
Şeyden iğrenerek Bir dudak tutup asarız ki Antik çağların darağacından sarkar
Son suratımız Görünce eşkâlimizi durgun sular ürküp dalgalanır köpüre köpüre
Suratımızı tutup kırmak isterken Sesin kendini bile duymak istediği arenanın
Alt köşesinden yukarı Localara doğru Adımız adım adım Ya eşkıyaya çıkar
Ya da İnsanlıktan yeni çıkmış Anarşiste
………İşte kendimizi ve sesimizi tutarken üstümüze apansız Koca bir kazan
Kaynar terin döküldüğümü tahmin edince Her şeyin Birdenbire sadist ve eski
Bir anarşinin devamı olduğunu hissederken Gözlerimizin içini oymaya kalkarız
Elimize evimizde ne geçenler ile Asla ve asla yetinmeyerek yutkunur çığlığımız
……….Öte yandan hafızamız bize bin bir azap eylerken kurna/z gen duvakları
Altında Bu günlere nerden geldiğimizi sorarken Hiçbir duvarın dar kulağına
Giremeyeceği ses tonlarının Kürdi-Şinas gamlardan alınmış bir seda ile sorarken
Susar Suların deresinde Çırılçıplak yüzmeye hazır bedenimiz Üşüyüveririz hemen
……….Kız Ne işin var bu metnin ve Panoramanın ortasında
……….Gözlerim bir yerden seni haç ihtiras dolusu ısırıyor sanki
………..Nerden anladın susadığımı Bırak aval aval bakmayı da
……….Haydi ver de tutayım Hayyam’ı da doyurmayan şu testiyi
………..Dudaklarının tadında dudaklarımın üstüne bal - frengi
……….Kaç kez gelip Gittin Kaç kez geciktin Kaç kez Kaç kez hiç gelmedin
Alıp giderken Beni benden Bende beni Bensiz bırakırken En derin uçuruma
atlamaya hazır duygular İçinde bile Saclarıma esen rüzgârlarının sesinde Sesini
bekledim Kaf dağında kamburu çıkmış sevilerin çayır çarşafları Arasında
çırıl çıplak yalnızlığımla
……….Talih belki bizden daha fazla şeyler biliyordu Ama bu Selamsız sabahsız
Sancılarda hiç çekilecek gibi değil Artık şimdi o kadar uzaksın ki kendinden Ne
Kadar sevip okşasam da seni O ilk kendini asla bulamayacaksın zamanı geri
Getirmek isteyerek ……. Artık
………..Bir kaosun hayaletlerini gezdiriyor üstümüzde Bu uyur gezerliğin!
Ağlayacaksan sırtını
Bulutlara dönerek
Doldur sineme Son Ah’ını
Boynunu bükerek.
------Lolan 14.08.06
Yaşar DoğanKayıt Tarihi : 15.8.2006 05:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bulutlara dönerek
Doldur sineme Son Ah’ını
Boynunu bükerek.
yüreğine kalemine sağlık abi..
Gülümse haydi DÜNYAYA...
bazen şiir bazen mektup
bazen düşündüren
bazende alıp sürükleyen...
sevgilerimi yolluyorum yusuf ter
TÜM YORUMLAR (3)