AHİR ZAMAN ÖYKÜLERİ
-PROVOKATÖR-
Ha babam!
İşçisin
Sabahtan akşama kadar
Boğaz tokluğuna on iki saat,on dört saat
(Das Kapital’de proleter)
İşçisin
Beşikten mezara kadar
Kabul
Beni ilgilendirmez senin çektiğin acı.
Harcadığın emek,akıttığın ter
Vız gelir,tırıs gider…
Gelgelelim
Canımı acıtır benim
Senin umurunda olmayan artı-değer
Birikir demir yumruk
Birikir çivili postal…
Senin dişinden artan
Senin tırnağından artan,
Birikir
Biber gazı olarak döner
*
He babam!
Çiftçisin
Kalü Bela’dan beri
Ömründe bir kitabı açıp okumamışsın
Ömründe bir kez okumamış kitaplar seni
Bıyıklarına bakıp “feodal”
Bıyıkların kadar adamdan sayılmışsın
Peki!
Beni ırgalamaz ne ektiğin,ne biçtiğin
Nohutları geyis vurmuş,
Buğdaylar yatmış rahmetten,
Arpalar yanmış,evinsiz…
Anladım:
Etliye karışmazsın,sütlüye karışmazsın
Bir çuval toz şekere
Satarsın Kıbrıs adasını
Dahası..
Satılır memleket; pancar tarlaları rehin.
Ve tütün
Burnunun üstüne yerken yumruğu
Ve pamuk ve zeytin ve incir ve fındık..
Çökertilirken dizlerinin üstüne
İplemezsin.
Gelgelelim
En semizi oğullarının
-Hani şu üniversite kapılarına
kara gömlekli yazdırdığın-
Asgari ücret karşılığı
Oğullarımı döver benim.
*
De babam!
Köylüsün
Nuh Tufanı’na dayanır öykün
İşine geldi mi
Çarıklı erkanı harp olmakla övünürsün
Bir düşün:
Neden para etmez
Kaldırdığın mahsul, yetiştirdiğin ürün
Haklısın
Ne haddime
Otur beş vakit şükret haline.
Sabah akşam
Geçip karşısına televizyonun
Küfret Taksim’de yürüyenlere.
Gelgelelim
Ekşir kovanda bal
Kiraz düşü kurarken milyonla çocuk varoşlarda
Çürür dalında kiraz
Ve üzüm; çekirdekli,çekirdeksiz
Buruşur salkım salkım
Derelere dökülür arz fazlası portakal
Bir bilebilsen:
Tandoğan’da görüşülür çocuklarının rızkı
Grev çadırlarıdır borsası alınterinin
Burda belirlenir navlum,burda şekillenir endeks
Burda konulur al elmaların adı
Burda konuşulur fiyatlar,ücretler
Bir anlasan:
Senin büyüttüğün şükür
Beslediğin tevekkül
Allah’ın gücüne gider
*
Hu babam!
Müslümansın
elhamdülillah
İslamın şartı beş,imanın şartı altı
Eyvallah
“Şeiat,tarikat yoldur bilene”
Amenna
Gelgelelim
”Hakikat var hakikatten içeri”
Senin
Afrika’daki açlara yardım diye verdiğin
Kurban derileri
Kara gözlüklü bir istihbarat elemanı olup
Peşime düşüyor benim.
Allah’tan habersiz,Allah için verip
Allah’a havale ettiğin zekat
Kocaman bir telekulak;
Yürek atışlarını dinliyor kardeşlerimin.
İftar çadırlarında akladığın günah
Bağışladığın herze
Çelikten canavarlara dönüşüyor
Kazdağları’nın eteklerinde.
Toprak kirleniyor,canım kardeşim
Sen örttükçe ayıpları,
Su kirleniyor.
Zemzem kirleniyor,kirlendikçe Munzur
İkizdere kirlendikçe
Arafat kirleniyor,Safa-Merve,Müzdelife…
Şeytan kıskıs gülüyor omuz başında
Ankara kirlendikçe.
s.durna/3mart2012
Kayıt Tarihi : 3.3.2012 17:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Selahattin Durna](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/03/03/provokator.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!