Prof. Dr. Hamza Uğur ile Okumak, Yazmak ...

Durdu Şahin
994

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Prof. Dr. Hamza Uğur ile Okumak, Yazmak ve Düşünmek Üzerine Bir Konuşma

Durdu ŞAHİN: Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Ahmet UĞUR: 1944'de Akkışla (Kayseri) de doğdum. İlk tahsilini kendi memleketimde yaptım. Orta tahsilimi Kayseri Imam-Hatip Lisesinde yaptım (1954–1961) . Aynı yılda Niğde Lisesini ve öğret-men okulunun imtihanlarım vererek diploma aldım. 1962 yılında Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesine girdim. 1966 yılında Haziran döneminde bu Fakülteyi bitirdim. Yüksek öğretimi bitirdikten sonra (1966 -1968) Kırıkkale Imam-Hatip Lisesinde öğretmenlik ve idarecilik yaptım.

Mart 1968 de Milli Eğitim Bakanlığı hesabına İslâm Tarihinden Doktora yapmak üzere İngiltere'ye gönderildi.

İskoçya'da Edinburgh Üniversitesinde 'Selim I iıı the light of Selimnâme literatüre' adlı teziyle (Ph. D.) doktoramı bitirip 1973 de yurda döndüm.
Kısa bir müddet Atatürk Üniversitesi İslâmi İlimler Fakültesinde çalışıp Ekini 1973 de vatani görevimi yapmak için askere gittim. Afyon Yurt İçi I. Bölge Komutanlığında yedek subay olarak görevimi yaptım. Askerlik dönüşü, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslâm Tarihi Kürsü-süne Dr. Asistan olarak girdim. (Nisan 1975)

Araştırma ve incelemelerde bulunmak üzere 1977 -1978 öğretim yılında, bir sene Tunus'da kaldım.

9.11.1979 tarihinde Osmanlı Siyâsetnâmeleri adlı tezimle Doçentlik unvanını aldım ve aynı Fakültenin İslâm Tarihi 'İslâm Tarihi, İslâm Uygarlıkları ve Kültürleri' bölümüne öğretim üyesi olarak tayin oldum. 5 Nisan 1985 tarihinde Yüksek Öğretim Kurulu Kararıyla Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesine Profesör Doktor olarak tayin edildim. Halen bu göreve devam etmekteyim. E.Ü. İlahiyat Fakültesinde İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Başkanlığı, Fakülte ve Yönetim Kurulu üyeliği, Yayın Kurulu Başkanlığı yapmaktayım. Erciyes Üniversitesi senato üyeliği Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü, Atatürk İlkeleri ve İnkılapları Araştırma Merkezi Müdürlüğü görevlerini de yürüttüm.

Yurt içinde ve yurt dışında kongrelere katılıp tebliğler sundum. Prof. Dr. Ahmet Uğur Evli ve üç çocuk babasıyım.

Bildiğim Yabancı Diller: İngilizce, Arapça, Farsçadır.

Yayınları:

l - Makaleleri ve Ders notları

2- Akkışla, Ankara 1980

3- Asafnâme, Ankara 1982 (Kültür Bakan-lığı)

4- Epografi ve palaografi, Ankara 1983

(2.Baskı, Ankara 1990) (A.Ü.İlahiyat Fak.)

5- Selim I in the Liglıt of the Selimnâme Literatüre, W. Berlin 1985.

6- Osmanlı Siyasetnameleri, Kayseri 1987 (2. Baskı Kayseri 1992 Erciyes Üniversitesi)

7- İbn-i Kemal, İzmir 1988 (Kültür Bakanlığı)

8- Yavuz Sultan Selim, Kayseri 1989

(2.Baskı, Kayseri 1992 Erciyes Üniversitesi)

9- Celal-zade Mustafa ve Selimnâmesi, Ankara 1990 (Kültür Bakanlığı)

10- İdris-i Bitlisi ve Şükri-i Bitlisi, Kayseri

1991 (Erciyes Üniversitesi) 11-Akkışla II, Kayseri 1992

Basılacak Olanlar:

1- Kemal Paşa-Zade Defteri VIII (Türk Tarih Kurumu)

2- Şükri-i Bitlisi’nin Selimnâmesi (Türk Tarih Kurumu)

3- ismail Fannî'nin İzâle-i Şukûku (Türkiye Diyanet işleri Başkanlığı)

4- İslâm Tarihi I, Kayseri 1995

Durdu ŞAHİN: Okumak nedir? Okumanın gereğini nasıl açıklarsınız?

Ahmet UĞUR: Okumak bir ihtiyaçdır, yaradılışın gereğidir. Din, ilim ve akıl bunu emreder, teşvik eder ve vurgular.

Durdu ŞAHİN: insanımız okumaya sıcak bakıyor mu? Okuma olayı size göre yeteri kadar gerçekleşiyor mu? Gerçekleşmiyorsa sebebleri nelerdir?

Ahmet UĞUR: Maalesef bakmıyor. Hayır gerçekleşmiyor. Sebebi, ekonomik durum, eğitim bozukluğu ve politik baskıdır.

Durdu ŞAHİN: En son okuduğunuz ve okuyucularımıza da tavsiye etmek istediğiniz birkaç kitap ismi söyleyebilir misiniz?

Ahmet UĞUR: Ben Osmanlı dönemi ana kaynaklan üzerinde duruyorum, onlardan yenilere pek vakit bulamıyorum. Konumuzla ilgili yerli-yabancı, aylık veya üç aylık dergileri okuyoruz. Belleten, Tarih ve Medeniyet, Türk Edebiyatı, Türk Kültürü, Eş-Şarkü'1-Evsat, Islamic Research, Islamic Quartırly, Türk Dünyası A.V. Fa-külte ve Üniversite yayınları, Diyanet İşleri Bakanlığı Yayınları. Tavsiye edeceklerim, her kesim için değil de okuyan ve mürekkep yalamış insanlar için, akademik yayınlar, belirli kurumların yayınları, meşhur ve akıcı bir dille yazan yazarların eserleri; N.Sami Banarlı, Ahmet Kabaklı, Yavuz Bülent Bakiler, Mehmet Kaplan v.b.

Durdu ŞAHİN: Türkiye'de her kesimden insanın ciddi, bilimsel, kültürel, dini ve ahlaki eserleri okumaya yönelebilmesi için neler yapılmalıdır?

Ahmet UĞUR: Arapça bir söz vardır, 'Kim dedi ona bakma, ne dedi ona bak' biz millete bunu aşılamalıyız ve parti bülteni olan gazete okuyuculuğundan kurtarmalıyız. Fert okumasa bile partisini veya kişiliğini destekleyen gazete ve kitapları alıyor. Yemin ederim çoğu daha açılmamış, açılsa da onun o kitabı anlayacak kapasitesi yok. Ama parti ve ideoloji ona baskı yapıyor. Milleti bu baskıdan kurtarıp serbest bırakmalıyız. Devlet ve medya da bunu yapıyor. Bilhassa medya, vatandaşı kendi ideolojisi peşinde yönlendiriyor. Öyle kitap ve yazarları onlara takdim ediyor.

Devlet ve başa geçen Kültür ve Milli Eğitim Bakanına göre yön vermeye çalışıyor. Birinin bastırdığı kitabı diğeri mahzene kaldırıyor. Sizin kitabınız 'Maddî ve ekonomik sebeplerden dolayı' basılmıyor, ama keçi ve papaz sakalı gibi sakalınız olursa eseriniz üç ve dördüncü baskısını yapıyor. Benim arpalık tabir ettiğim bazı kurumlar vardır. Burada bir şalısın 13,14 kitabı birden basılıyor. Fakat sizinki basılmaz. Burada görev alan şahıslar, eser yazıp okumazlar, yazılan eserlere rapor yazarak, sizin telifinize yakın para alırlar; ansiklopedi maddesi yazıp güzel para kazanırlar. Onun için de okuyup araştırıp, yazıp okumadan daha çok, karalayıp para kazanırlar.

Üniversitelerde de buna mani olan şey, maalesef ders ücretleridir. Haftada 40 – 50 saat derse girip bolca para alma hırsına kapılan bir hocadan okuma ve yazma bekleyemezsiniz.

Durdu ŞAHİN: Okumakla yazmak arasında doğrudan bir ilişki var mıdır? Sizce insanlar niçin yazmalıdır?

Ahmet UĞUR: Vardır, bence okumayan veya birikintisi olmayan bir kimse yazamaz. Okumak ve yazmak bir ihtiyaç ve millî -manevî bir görevdir. Mele yazmak en büyük vatandaşlık görevidir. Dîni bir vecibedir. Tek bir eseri olmayan doçentler ve Profesörlerin olduğu bir ülkede ve bunların taltif edildiği bir ülkede yaşadığınızı unutmayınız.

Benim bağlı olduğum kurumumun kaç tane eserimin olduğunu bildiğine ve ihtisas sahamı bildiğine ve ayrıca görevlendirmelerde bunu dikkate aldığına kani değilim ama inanmak isterim.

Durdu ŞAHİN: Türkiye'de yazarla sizce sorumluluklarını yeterince yerine getiriyorlar mı?

Ahmet UĞUR: Çoğunlukla hayır.

Durdu ŞAHİN: Size göre günümüz şartlarında yazmak lüks müdür? Şart mıdır, imtiyaz mıdır? Türkiye'de iyi bir yazar olabilmek için gerekli ortam var mıdır?

Ahmet UĞUR: Bilenin yazması şarttır. Bu, bence farz-ı ayndır. Âli diyor ki;
Benin yanımda hele ehl-i ümii bî-telif Ne müstehakk-ı velâdır ne lâyık-ı ta'rif Tutulmuş ayla güneş gibidir esersiz zat Bell levâzım-ı şems-ü kamer durur lemeât Evet vardır. İnsan ortamı kendi yaratır.

Durdu ŞAHİN: Türkiye'de yeteri kadar okuyanların ufkunu açan, yürek bahçelerini yeşerten yahut uykularını kaçıran yazar var mı? Birkaç örnek verir misiniz?

Ahmet UĞUR: Evet vardır, hepsi makbuldür. Allah iyilerin sayısını artırsın, zararlıları da İslah etsin.

Durdu ŞAHİN: Unutamadığınız birkaç yazının ismini ve o yazılan nerede bulabileceğimizi söyler mi-siniz?

Ahmet UĞUR: İlmî ve akademik yayınlarda.

Durdu ŞAHİN: Okumak, yazmak ve düşünmek arasında nasıl bir ilişki vardır?

Ahmet UĞUR: Birbirinin mütemimidir.

Durdu ŞAHİN: İnsanımız yeteri kadar düşünüyor mu?

Ahmet UĞUR: Hayır, vakti yok veya kapasitesi yok.

Durdu ŞAHİN: İnsanımızı düşünmekten alıkoyan iç ve dış dinamikler nelerdir?

Ahmet UĞUR: İdâri yapı, 'Politika' eğitimin bozukluğu ve en son ekonomik yapı.

Durdu ŞAHİN: İnsanımızın derin düşünceyle her zaman barışık olabilmesi için neler yapılmalıdır?

Ahmet UĞUR: Olaylara politik gözlükle değil, ideolojik gözlükle değil, ilmî ve hoşgörü gözlüğüyle bakmak. Halkımız öğretilmeyip eğitilmeli, politik baskı kalkmalı ve ideolojik baskı kalkmalı, yayın hayatı ve medya maddi ve ideolojik çıkardan daha çok millî, dînî, ve vatandaşlık görevini üstlenmeli ve devlet de Devlet Baba olmalıdır.

Durdu ŞAHİN: Yukarıdaki görüşlerinize eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Ahmet UĞUR: Çok söylenecek şeyler var ama okuyan, duyan ve tatbik eden olmadığı için bu kadarı ile yetinelim. Eskiden askerlerimize mektup yazdırırlardı ve sonunda şöyle dedirtirlerdi:

Yazı yazdım az idi Kalemim beyaz idi Diyeceğim çoğ idi Mürekkebim yoğ idi Başka bir varyant: Daha çok yazacaktım Mürekkebim az idi

Durdu Şahin
Kayıt Tarihi : 11.9.2007 12:55:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Durdu Şahin