Prematüre bir çocuk hayali doğurma i ...

-Prematüre bir çocuk hayali doğurma imkansızlıklarda. Sen masum meleğin şubesisin.Bu yüzden yüreğimde bebeksin.Bu yüzden bebeğin, bebeğini doğurup ütülenmiş, tatmin edilmiş huzurun kulesi, kalesi, dünyası olarak kalmalısın Şulenar.

-Tenime d’okunur uzakların.Bir anı özetler.Bir kalışı ütüler gelemeyiş. Bir öpücük şehrim var, sözsüz cümlelerinle. Üstü açık manalarım var seni anlatan.Kitaplara sığmayan, sayılarla anlatılamayan, sözsüz, dilsiz, sonsuz sevgilerim var. Bir yürek cennetindesin, huri olarak sarılıp Kevser ırmağına götürüp aşkın suyunu içirdin.Gayrı ab-ı aşkın ölümsüz seveniyim. Sendeyim, ben olan sendeyim Şulenar…

Entelektüel dimağımda bilinçliğinin tadı arttı.Çok büyümüşlüğün ilmi perisi gibi fikri yatağıma girdin.
-Yüreğinin bakireliğini verdin. Sevdikçe sınırlarımıza örülen çitler bir bir yok oldu.

-Susuz kalmış, kalakalışlarımıza çok özel sularımız eklendi. Berraklara karıştık.Karmakarışık bir ruhun dehlizinden çıktık kadınsal ışıltınla.

-Dublajı yapılmış, içimde oynamaya yakın sıcak aşk cümlelerinde oynadım seni ve sensizliği.Bir filmin sonu gibi hayallerimiz önce sarıldı.Onca imkansız ateş içinde dublör kullanmadan, en güzel gerçeğe doğru bitirdik filmimizi.Sarıldık sarmaşık gibi sözcüklerde. Bir kitab gibi içe içe cümlelerin özü olup sevdik,sevdalandık, aklandık Şulenar…

Geçmişin bilinmeyenlerine önyargılı bombalar üretme sakın.Her insan kendi kaderine kafiyeli bir şiir gibi.Keyfimin dönencesi değildi yaşadıklarım. Ya da senin yaşadıkların, diyemediklerin, ya da içinde birikenler.

* Kokuşmuş zamanlardan ders aldım.Dersin de dersini verdim.Şimdi dün doğmuş bir bebek gibiyim. Melekliğim, sevimliğim, şairliğim üstümde. Cennet kokuluyum, cümle ruhluyum, ilim ve irfan sızılıyım, kimse sevmeden, kimse öpmeden al beni sol yanına, sar beni, sormadan sarmala beni.

Yaramın dehlizinden arınalı çok oldu.Temiz bir dünyanın sen sayfasında sevmeye kadim bir bilinç kulesiyim. İlim,aşk, akilite, sevdan ile yolculuğuma seni de ekledim. El ele, dil dile, söz söze, göz göze, biz bize gidelim. İnsan zaten sevmek için yaratılmış. İnsan zaten, kavuşmak için yürür.Diğer yürüyüşler menfidir Şulenar.

Kadınsal aydınlığına dokundum. Bir dokunuşun dökümündeyim.Yeşil gözlerinle başlayan gökkuşağım aşkın sonsuzluğuna renkli bir dünya yaptı.

Düşlerimi eğiten düşlerinle düştüm aşk ocağına.İzzet- i nefsin, en lezzetli yemeği gibi pişir beni sevdanla.İlgilerinle kur gönül sofranı.Gittikçe acıkıyorum sana.Doyumsuzluğumun kilometre taşlarında uzaklığını yakın kılsan gül yüzün, ten özün, ruhsal magman. Yakılmaya hazır, akmaya nazır, sevmeye dünya gibi bir yar azmiyim. Azizem ol, aziz yap bu gönül okyanusunda.

-Darağacında darasını koymuş imkansızlık gibi durma.Aşkım çok ağır, sevdam okyanusların özüdür.Korkma bu zeka sarmalımdan.
-Bir özneyim özüme.Biraz bilince batırılmış insanlık bilinciyim.

Gazze’de İsrail askerine karşı, davasını savunan,ona bağıran, ona babasını soran, tanklara, silahlara rağmen bütün rağmenlerini seren kız çocuğunun yüreği kadar canlı, içten, yakıcı, seviciyim Şulenar.Etrafını saran setleri aşıp sana gelmeyi sevdim.
-Seninle cümlelerde, her anda, yerde erimeye geldim.Hazır mısın, bu anların aşk alevi olmaya.Hazır mısın benimle kendini yakıp gül olmaya…
-Gelecek zaman çekiminde kaldı hayallerim ve gerçeklerim. Şimdiki zamanın sen bağrında çekimleniyorum .Bütün kişiliklerin çekiminde kişiliğimi aşkına çekimleyen eylemim olur musun?

Çok içli şarkıların telinde beni okur musun? En güzel anlarımızı çizer mi el ele tutuşumuzun resmi tutuşu o narin ellerin.

Şimdi sana gelişi kısaltan zamanlar sunuyorum.Gerçek benle konuştu gayrı.Seni yanımda, dilimde, ömrümde, harflerimde gerçek olarak istiyor bilesin.