'Prangalar yosun tuttu
Bu dört duvar beni yuttu
Sevda yalnız seni avuttu
Beni burda yıllar öguttü...'
Düştüm dört duvar ardına
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Pişmanlıklar canları getirse, ya da o zihniyet töbe diyebilse tekrarı olmasa o cinayetlerin. Tebrikler.
kahrolsun bu töre ne canlar toprakta, mapusta hala akıllanmayanlara ithaf olunur tebrikler
Sosyal içerikli, ahenkli şiiriniz için sizi kutlarım.
toplumumuzun kanayan yarası töre cinayetleri..mesaj dolu anlamlı şiirinizden dolayı sizi kutlarım genç kalem ,ALLAH yolunu açık etsin tebrikler
şair okuyucusuna ve topluma mesajlar da vermelidir.
ve… ben bu şiirinizde çok anlamlı mesajlar buldum.
tebriklerimi selam ve saygılarımı gönderiyorum.
sağlıcakla kalınız. Ö.Osman AVCI
Bir sevenim vardı, baktı ardıma
Anlamadı bir türlü,neden yaptığıma
Şimdi onun resmine,her baktığımda
Pişmanım tövbeler olsun,Allahıma
TEBRİKLER...
imkanınız varsa yanına gidin Seviyorum deyin . Bu fırsat belki bir daha elinize geçmez. Bu şansa sahip olmayanlar için sıkıca bir daha sarılın. Bu yüreğe sahipsiniz yüreğinizin sahibinede Seviyorum deyin
Mualesef ortaçağ karanlığından
kalma bir adetin hala yurdumda
mevcudiyetini sürdürmesi üzücü
bir olay..
Konu güzel seçilmiş şiir güzel
anlatmış..Kutlarım şairim tebrikler...
Selamlarımla..yunus karaçöp
Çok güzel bir konu ve çok güzel bir şiir olmuş..Candan kutluyorum.Saygılarımla...
tebrikler şairim şair dediğin sosyal mesaj vermeli her daim kalemin daim olsun nacizane bende şöyle demiştim aynı konda hikayat tadında....
Töre'nin Soldurduğu Çiçek...
(Bir insanı öldürmek, bütün insanları öldürmek gibidir,
bir insanı ölümden kurtarmak da
bütün insanları ölümden kurtarmak gibidir)
maide suresi 32.ayet
işte yine yağmur başladı kurak topraklarıma
yerde kalmış cansız bir beden
yağan yağmura arkadaşlık yapmakta.
nazlı kızım nazlım
gökler sana ağlamakta.
daha on dördünde
baharın gelişini,topraktan fışkırarak hatırlatan
çimlere basmakta, köyü dolaşmakta
çimlerin üzerinde adı gibi nazlı
nazlı çicek
selam verdi ayşe teyzeye,
yardım etti hasan emiceye.
şöyle bi bozlak havası mırıldandı içlice,
köyün arkasına kalan samanlığa gelince.
yaklaştı ardından sessizce amca oğlu ercep
etrafını sinsice gözeterek,
sarıldı ağzını kapatıp nazlımın.
solmuştu artık o yüzü gülen çiçek
işi bitince etrafına bakındı ercep, fermuarını çekerek.
nazlım ağlamaktaydı için için içini çekerek.
kirlenen namusunu çimlerin üzerinden silerek.
ercep kayfeye gidip şöle köpüklü bi kayfe söyledi.
bide tabakasından doluca bi sarım sardı.
derinden bi nefes çekip,
beş dakikalık aşağılık zevkinin hazzını tattı.
nazlım karalar bağlamaktaydı yüreğine,
kime ne derdi,
şimdi ne söylerdi,
kimse onu dinlemezdi ki!
Eve geldiğinde buz dağlarından kopmuş bir parçayı andırırcasına
Yüzü kireç gibiydi.
Kimselere bişey söyleyemezdi.
Kirlenen namus bu törede şakaya gelmezdi.
Sustu nazlım sustu günler geceler zindan oldu.
Aradan birkaç ay geçmeden daha,
Anladı ki kendi gibi bir çocuğu olacak tı.
Artık buralarda hiç duramazdı.
Bir gece yanına aldığı birkaç parça eşyayla
Bahara daha yeni gebe kalmış köyünü,
Kendi gebeliğiyle terk etti.
Ah nazlım solan çiçeğim
Başka bir hayata yol aldı.
Büyükçe bir şehre küçük bedeniyle sığındı nazlım.
Temizlik işlerine bakıp kalabalıklar içinde
Doğacak çocuğuna yer aramaktaydı.
Düşünmüştü nazlım karnında ki bebeği aldırmayı.
Yanında temizlik yaptığı hanım,
Onu biraz olsun rahatlatmaktaydı.
Vazgeçti nazlım,
Nasıl kıyabilirdi ki daha dünyaya gelmemiş sabiye,
Hem doğacak çocuğun bu olanlarda sucu ne?
Nazlım bunları düşünürken,
Köyün gübre kokan havasında
İhtiyar heyeti toplanmakta,
Kirlenen namusun muhasebesi yapılmakta,
Ve son sözler konuşulmakta.
Karar verilmişti artık,
Nazlının katli vacip,
Bahçede nazlının anası karalar bağlamakta.
Sandıklar acıldı bez bir parcaya sarılı silah
Çıktı ortaya.
17 sinde olan Mehmet çağrılmakta,
kardeşin kanını alıp namus temizliği yapılmasının
farz olduğu kahpe sözlerle anlatılmakta.
Mehmet susmakta,aşağılık amca oğlu ercep bastırmakta
Bu namus temizlenecek! ! !
Yola çıktı Mehmet tez zamanda.
Büyükçe şehirde kalan akrabalar aranmakta,
Kardeşinin masum gözleri rüyalarda,
Mehmet sustukça içinden dağlar kopmakta.
Gece gündüz nazlının adresini sordu.
Ve büyükçe şehrin içinde,
Gün geldi nazlımın gözlerini
Kalabalıklar arasında buldu.
Sandıklar açılıp, namus temizliği için saklanan silahın
Şarjörüne namus temizleyicileri teker teker sürüldü.
Gözü yaşlı olarak nazlıma kıydı.
Töre yerine gelmiş namus temizlenmişti.
Büyükçe şehrin trafiğinde sıkışıp kalan sağlık ekibi,
Nazlımın yanına yeni gelebilmişti.
Ama iş işten geçmişti.
Nazlım töreye kurban gitmişti.
Artık hiçbir şey önemli değildi.
ne nazlımın ölürken
ağabeyine gözlerinde bıraktığı tebessüm,
nede etrafta meraklı gözlerle toplanan
insanlık.
töre bir kez daha insanlığı yenmiş
gökler nazlıma ağlamakta.
‘’’’töreniz batsın’’’’
Güneyce Yakılanlar
selam sevgilerimle...
Bu şiir ile ilgili 35 tane yorum bulunmakta