Poyraz Bakışlı Kürt Kızları

Şimdi Kars'ta emeğin kudretiyle buluşan ekin biçme zamanı
Dillerinden ezgiler dökülen
Bakışları
Bin şafağa bedel
Her biri
Milli kıyafet içinde
Ahu gözlü
Mağrur bakışlı
Ay’ın on dördü kadar çok güzel
Her birinin
Köz bağlayan sevdası
Dillerde destan
Aşklarına
Pranga vurulan
Kürt kızları
Sabahın ilk ışıkları altında
Tırpan çekenlerin
Ardısıra
Tırmık çekiyorlar
Alınlarından
Sessizliğe alışık
Billurumsu terleri 
Hüzme hüzme
Ucu bucağı olmayan
Toprağa damlayıp, sessizce coşan
Bir kasırganın başlangıcında
Gün ölümden
Kurtulma telaşı içinde olan
Ürkek
Bir bıldırcının
Veda dolu kanatlarında
Kan var
Yolculuğu
Değirmende son bulan
Sapından kesilen
Ekin başkaların arasında
Şu âlem mahşerinde
Esaretle boğuşan
Yaşam ve özgürlük kavgasında Militanlaşan her militan, her yürek gibi, yaşama sarılan

Şimdi Karakoçan'da gündoğumdur, koyun, inek sağlıyorlar
Töreye, geleneğe uyup
Şakaklardan
Zülüfleri sarkan
Elleri kınalı, gözleri sürmeli
Omuzlarıdan topluluklarına kadar
Simsiyah
Uzanan saçları
Bir ırmak gibi
Özgürce akan
Poyraz bakışlı
Gözleri güleç
O kocaman
Yürekli
Koynunda hayalleri
Saklı
Yanakları gamzeli
Faşist düzenlerin zifiri gecelerinde
Umutları
Düşleri
Hakları
Talan edilmiş
Hiç biri, çocukluğunu yaşamayan
Her bir Zaho
Her biri Şengal ovası
Herbiri bir Gılgamış
Destanı
Her biri bir Mezopotamya
Çiçeği
Her biri ince belli
Güneş yanığı
Esmer yüzlerine
Gülüşleri nakşedilmiş
Nazlı
Kürt kızları
Her biri
Dersim'e
Akın akın göçen
Gökyüzüne kanat çalıp, süzülerek gelen, özgürlük güneşi sanki

Şimdi, özlenen güzel günleri sevda dıyarına, umuda bağlayan 
Pülümür
Pertek
Hınıs
Kağızman'da
Özgür yaşamına sevdalı
Halleri hep aynı
Berivan'ların
Berfo'ların
Beritan'ların
Haykıran dillerinden dökülen
Ezgiler var
Yitik özlemlerin 
Ölümün kol gezdiği
Mezopotamya'nın
Kan
Irmakların kıyılarında
Kar bakışlı dağların
Yaban otların
Acı tebessümların arasında
Aşkı
Aşka katan
Filiz filiz tomurcuklanan
Deli rüzgârların nazlı çiçekleri, yediverenleri yeşeriyor

Mehmet Çobanoğlu
12.07.2022
İstanbul