Şimdi tandır yanmış,havada ekmek kokusu.
Dün geceden yatmamış, gözlerinde uykusu.
Gurtbetten selam arar, uzaktadır yavrusu
Birdestandır söylenmez poyuklunun yazgısı
Gün olur kuşluk vakti tarlada aşıdır çalkama
Derinden of çeker anam, sen gelde ağlama
Bir gözünü sevdaya ötekini gurbete bağlama
Birdestandır söylenmez poyuklunun yazgısı
Şimdi çayırlarda gün öğlen oldu, güneşi yakar
Elinde tırpanı kesmiyor, körelmiş, masatı çalar
Zaman durur, gözleri takılır kıranlara, derine dalar
Birdestandır söylenmez poyuklunun yazgısı
Akşam olur el ayak çekilir yazıdan kırdan
İnce bir türkü duyulur karşı bayırdan
Mor koyun kara inek girer şimdi ahırdan
Birdestandır söylenmez poyuklunun yazgısı
Kış gelir eyyam olur mahşerdir kavaklık
Sofralar kurulur,çaylar içilir ısınır yürek ılık ılık
Yine akıldan çıkmaz gurbetlik, yarım sevdalık
Birdestandır söylenmez poyuklunun yazgısı
Yıl döner, mevsim döner, saat döner
Önce caminin sonra evlerinin ışıkları söner
Bozmamak için aşını kuyuya toprağa gömer
Birdestandır söylenmez poyuklunun yazgısı
Gün gelir yetmez olur su, yetmez olur aş
Göç vaktidir taş köprüden aşağı yavaş, yavaş
El olmuş toprak, komşu, kavim kardaş
Birdestandır söylenmez poyuklunun yazgısı
Sonkez döner bakar evine, içi yanar yurduna
İki avucunu açıp başını sokar büyük paharın kuruna
Ne pahar soğutur, ne içi soğur gurbet uğruna
Birdestandır söylenmez poyuklunun yazgısı
Yavaş yavaş çıkar gurbet arabası karaçayırı
Gitme diyor gabanlar sanki el sallıyor livingin bayırı
Gitmek zor, zehir, ağu çekilmez gurbet kahırı
Birdestandır söylenmez poyuklunun yazgısı
Gurbette gün batar hüzün dolar gecekondu odaya
Alır başını götürür tuzluğun ardına sessiz ovaya
Hasretini koyar anasının süt sağdığı çinko kovaya
Yaşar poyuklunun destanı bitmez yazgısı
Kayıt Tarihi : 7.3.2009 14:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!