Postüla Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Postüla

İlköğretimde elektrik elektronik olayları okunması içinde mutlaka bir alan kavramı edinmiş olmalıyız. En basit deyimle alan; içindeki yüklere sürekli bir kuvvet (özellik yansıması) uygulayarak, ona (yüke, olgu ve olaya) hareket veren bir yöneltmedir.
Sosyal alan; organik, inorganik şekilde; manyetik ve elektrikse bir özellikle beliricidir. Sosyal alanın manyetik etkisi içine sosyal öğrenmeler modüle olmuştur.

Aslında alanın içi karşılıklı ve kesikli sürekli bir bağıntıdırlar. İşte totemizm de nesneldi olan bu alan yapıların sosyal yapı içine yansıyan özel durumu ve görece bir durum oluşlarıyla da sosyo-toplumsa bir zaman akış ve sosyo-toplumsa yansıma şeklidir.

Benzerlik kullanımı ve benzerlik yansımalarının görece özel olması nedeniyle; totemizm de kendi iç olaylarına devinme verdirir olmasıyla, totemizm de bir kuplaj yansımadır. Totemizm içinde devinişe maruz kalan olaylar, insan öznelliğince ortaya konup, kaldırılabilmesi, değişikliklere uğraması ve kontrol edilir olabilmesi hayli önemlidir.

Totem içi devinen ekseni sarımlayıcıların her biri öznel yapının egosuna dönen ya da her biri egoya dönecek sağlasana hizmet eder olmalıdırlar. Totemizm yükleri, inanç, gelenek, görenek, büyü, bilim, arkadaşlık, dostluk, fedakarlık vs. gibidirler.

İnsanın, sıkı sıkıya bağlı olduğu sosyo-toplumsa bir yapısı vardır. İnsan toplum için değildi. Ama insanlık, gelişmesi ile toplumsal yapıya ulaşabilmiş bir diyalektikiliktir. İnsanlığın; sosyo-toplumsa devinir olmasının dışında, üreten bir hayatı yoktur. İnsan toplumsa hayatının dışında kalan bölümü de, toplum içinde ürettiğini tüketişleriyle yaşantı aştığı; epey bir kısmı kısmen özel hayat oluşuyla da, bir sosyal hayatı vardır.

Sosyal hayat yaşamın öznel oluşlarıyla anlam bulduğu alan oluşla; çok çok önemlidir. Ama şimdiki sosyal hayat; toplumsal hayatın üzerine bir inşa oluşlarlan da, toplumsa hayata bağıntılı bir belirlenmedirler de. Bu bağıntıya rağmen özel hayatlar serbesti olabilmektedirler.

Postülalar totemik alan içinin bir yük gibi olmasından kaynaklı olan; ekseni, aideti devinme unsurudurlar. Totemizm bir alan süreç oluşla postülalara sosyo toplumsa olan yaptırımlarla polarma gerilimi ve alan yönlü eğim akış edimi verirler. Totemizm, postülaları üzerinde bir yansıma ve özellik girişmeleri olacakla; parça olaylı, görece durumların; anlama ve anlatım biçimlerine de dönüşürler.

Geçerli olan her bir anlatım; totemi parçalanışın özelliği olacakla beliren postülaları, o görece olanın, tabu sak kuralıdırlar. Tabu değişmez. Postülalar değişmekle o tabu da kendiliğinden ortada, kalkar. Yani tabuyu kaldırıyorum diyerek o tabu durumu ortadan kaldıramazsınız. Postüla, tabu alan özelliklerini ete kemiğe büründürürler.

Bu söylem, tıpkı ilaçla sıtmayı tedavi ederken, ilaçlı tedavinin sivrisineği ortadan kaldıramaması gibidir. Sivrisinek (postüla) ortadan kalkarsa, sıtma (tabu) da ortadan kalkar etkisizleşir. Sıtmaya vereceğiniz kinin, o kişi üzerindeki sıtma (tabu) etkisini ortadan kaldırır. Kişi üzerinde kalkan sıtma (tabu) , sivrisineğe (postülaya) hiç bir şey yapamaz. Sivrisinek (postüla) girişmesi durdukça, sıtma (tabu) da ortada duracaktır.

Postüla: bir gerçeklik olabileceği gibi öyle olmadığı halde öyle imiş gibi davrandıran ilkeleşişlerle ortaya konuşun kendisidir. Doğru olabileceği gibi yanlış ta olabilir. Ama o ilke sistemi devindirir. Bu devinme kendisine göre olmanın yol düzeltmelerini ve yol aksamalarını içerir bir sistemi alanın unsurudurlar.

Postülalar; sezgil postüla, deneysel postüla, görgün postüla ve varsayımsa (yanlışlıma ya da doğrulanma oluşların) postülası olmalarıyla, pekişirler.

Totemizm, postülalar içerir. Totemizm önce sosyal yapının devinme inşa alanı iken; şimdi de toplumsa alanların, nesne öznelce bir devinme ve inşa şeklidirler. Şu halde totemizm sosyo-toplumsa alanın kendilerine göre zemin inşa hareketi oluşla, alana dek eylem itmesi verişle polarma gerilimi yaratan süredurum kazanımıdırlar. Alanın elektrikli ve manyetik oluşuyla, görece seçme ayıklamasını söylemiyorum bile.

Söz gelimi insanlığın; insan hakları kapsamında, totemi bir anlaması olan; "yaşama hakkı, en kutsal (dokunulmaz) haktır" demesinin kabul gören söz postülası vardır. Bu hem sosyal alanın, hem toplumsa alanın bir değer yargısı olmanın postülasıdır. Postülalar böylesi bir varsayım sal ve yancı bağıntılı oluşların da bir anlamasıdırlar.

Yaşamın, dokunulmaz olması da; dokunulmaz olmaması da; bir olam durumdur. Yani, yaşamın dokunulur ya da dokunulmaz olması, kendi ilişkin bağıntıları içinde ortaya çıkar. "Yaşama hakkı, en kutsal (dokunulmaz) haktır" derken size zarar veren bir mikro organizma durumu da yaşatmayacağınızın açık açık beliren bir durumdur da.

Yine size olan bir saldırıyı savuşturmak; sizin en temel hakkınız olan bir postüladır! Saldırganı uyutarak, ondan kaçınarak veya onu etkisiz kılarak; ya da o saldırganı öldürerek bertaraf etmek (onun yaşama hakkına rağmen!) te, en tabi hakkınız oluşla; birinci postüla ile çelişir. Ya da hayat denişle anladığınız kendi hayatınızla insanlıktır.

Bu bile doğanın (genel totem alanın) , o hayatlara dek verdiği genel ve özel bağıntılı durumlar oluşunun, yaşam stratejileri içinde hesap olunmuş diyalektiğidir. Genel eğilim totemi alan içinde genel oluşla hayatın bir şekilde akmasıdır, ki hayat hep bu şekilde oluşlarla akmıştır.

Yukarıda dendiği gibi postülalar kendi bağıntısı içinde olurla yol aksamalarına bağlı düzeltmeleriyle tutumlaşırlar. "Yaşama hakkı, en kutsal (dokunulmaz) haktır" deyişi çok genel ve sınırsız bir söylemdir. Oysa hayat bir organiğin diğer organiği yeme o organiği çevre edinme gibi bağıntıları üzerine de devinen bir süreçtir.

Genel olan bir durum, görece olan durumların ayrıntısını belirleyemez. Yani genel durum, görece olan düzenlilikler üzerinde kesikli sürekli olmanın inisiyatifliyi içinde akar. Söz gelimi genel enerji entopisi görece durumlar içinde, birden boşalmaz.

Enerji görece durum üzerinde bir gecikme çevrimi ile yavaş ve kontrollüce akacaktır. Totem alan, bu anlamda; kesikli (sınırlı) sürekli (sınırsız) olmanın özel durumları içinde postülaların akışını ortaya koyar. Sürecin kendi iç ilişkileri olan firen ilişkileri de süreci; kesikli, sınırlı ve sürekli yaparlar.

İşte bu gibi nedenlerle bizim ilk postülamız; aksamaya, yavaş akmaya ve gecikmeye başlayacaktır. Aksi halde böyle bir totemi alan etkisi ve yansıması olmasaydı; yaşama hakkının dokunulmaz olup olmadığını; kimse size söyleyemez olacaktı.

02.11.2012

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 2.11.2012 14:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya