Bu günlerde perdeleri çekili yazlık evimiz gibiyim
hevesle ve özlemle bekliyorum yazı
kışsa çetin geçiyor
soğuğa rağmen arka bahçede güller tek tük de olsa
açmaya devam ediyor
güllerin yaprakları soğuktan üşümüş bir çocuğun
çatlamış teni gibi
öyle öpülesi
öyle renkli
her şeye göğüs gererek her şeye rağmen
açmaya yaşamaya devam ediyorlar
direniyorlar yani Suna direniyorlar
en iyi senle ben biliriz direnmek nedir
aslı astarı bir mavi abiyeydi
geçen gün gittim o mavi elbiseye
vitrinde gördüğüm bir çift mavi pabucu da aldım
biraz ayağımı sıkıyor ama
bilirsin hani ne derler sıkan ayakkabılar için
kabir azabı demezler mi
her şey yoluna girecek biliyorum
söz veriyorum Suna
şimdilerde kendime bir ad taktım
şiirlerimse isimsiz
hepsini toparlayıp paketledim
şimdi tavan arasındalar
bazı geceler bir iniltiyle uyanıyorum
biliyorum kabus değil ama nereden geliyor
şiirlerim o kadar mı hüzünkâr
bilemiyorum
akşamları hava kararmak üzereyken bir telaş kaplıyor tüm benliğimi
beklediğim biri varmış gibi
gözüm kapılarda her sesin kapıyı çalan bir ele ait olduğunu düşlüyor
kahroluyorum Suna
elim ayağım titriyor
bahçeye zor atıyorum kendimi
o soğukta saatlerce oturuyorum
çocukken söylediğim o şarkı mırıl mırıl dudaklarımda
hani biri görse
kadın delirmiş diyecek
sanki insan sesli dua edemez gibi
insanlar neden rahat vermiyorlar
ah Suna yazı özlüyorum
bir gün daha geçti diye çocuklar gibi seviniyorum
ama artık senin hiç bir yaz gelemeyeceğini bilmek kahrediyor beni
yine az da olsa zaman zaman kısa şiirler yazıyorum
geceleri bir türlü uyku tutmuyor sabahlıyorum
orada öylece kanepede üstüm açık
sen olsan bir pike bulur örtersin üstümü
ya da sarsarak uyandırır hadi ama
yerine git dersin
sırf sen benimle ilgilen diye ben de kanepede uyur gibi yapardım
ve sen anlayınca beni kovalardın elinde terlik
ne güzel günlerdi onlar Suna
benim yerim var mı ki Suna
evler kapalı mekanlar boğuyor beni
yazlık evin bahçesinde bir mezar olsaydım keşke diyorum
asma yüzünü
nasıl olsa ölmeyeceğiz mi bunu da vasiyet kabul et ha
inan Suna sen yoksun ya
hiç önemi kalmayacak yaşamanın
yaşamak buysa
bazı sabahları erken kalkıp
Eyüp sultana dua etmeye gidiyorum
sonra dönüşte yol üstündeki o tepede
yıkık duvarlarının ortasındaki dilek ağacına
her seferinde bir başka renk çaput bağlıyorum
sen dön diye
dön Suna kardeş ne demekmiş
sen gidince anladım
alt tarafı mavi abiye bir elbise
18/Ağustos/2014/Pazartesi/Bodrum
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 18.8.2014 16:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (24)