Prof. Dr Necmettin Erbakan’ın Gazeteci Behiç kılıç’a vermiş olduğu bir röportajda anlattığına göre Lozan’ın hemen sonrasında işletilen bir Hayim Nahum doktrini vardır. ‘Nahum son noktanın konulduğu aşamada, Lozan’da İsmet İnönü’nün müzakerecileri içerisindedir.
Lozan görüşmelerinde Türk tarafının talepleri, Batı emperyalizminin “Büyük oyun’unu” bozacak unsurlar taşıyor. Avrupa tarafı kesinlikle bu anlaşmaları onaylamak istemiyor. Savaşın dayatılması konuşuluyor. Türk tarafı taviz vermiyor, Görüşmeler tıkanıyor. Bu tıkanıklığın önünü açmak için Hayim Nahum devreye giriyor. İngilizlerle temas kurup kapalı kapılar arkasında onlara şu mesajı veriyor.
“Uzatmayın, gördüğünüz gibi topla tüfekle istediğiniz sonucu alamıyorsunuz. Zamana ve siyasete bırakın. O zaman sonuç alınacağını göreceksiniz. Bırakın Türkiye şimdilik kendi belirlediği yolda ilerlesin. Yapılacak olan kilidi ‘içeriden’ açmaktır. Zamanı geldiğinde ve Türkiye’nin içini boşalttığınızda, amacınıza ulaştığınızı göreceksiniz. Bunun için sabır ve doğru yapılmış bir plan yeterlidir.” Lozan’dan bu yana Türkiye üzerinde oynanan oyun işte bu Hayim Nahum doktrini üzerinden sürdürülüyor.
Hayim Nahum’a göre yeni Türk devletinin içini boşaltmadan onu teslim almak mümkün değildir. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Anadolu’nun işgalinin ana sebebi Siyonizm’in hedefi olan “Büyük İsrail Projesi’ni” hayata geçirmek, gerçekleştirmek. Amaç, vaat edilmiş topraklarda Siyonistlerce oluşturulacak çekirdeğin giderek büyütülüp Anadolu’yu da içine alacak şekilde genişletmek.
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta