Matematik, fizik, mühendislik ve astronomide çağının en önemli alimlerinin başında gelen ve dahi fiziksel optik, meteorolojik optik, katoptrik, diyoptrik, yakıcı aynalar, gözün fizyolojisi ve algısal psikoloji alanlarında da araştırmalar yapmış batılıların ‘Alhazen’ olarak bildikleri İbn-i Heysem 965 yılında Basra'da doğdu. Tam ismi Ebū Alī el-Ḥasan ibn el-Ḥasan ibn el-Heysem’dir.
Öğrenimine Basra'da başladı. Zamanının yüksek din ve fen ilimlerini de burada öğrendi. Tahsilinin tamamladıktan sonra, Bağdat'a giderek özellikle; matematik, fizik, mühendislik,
astronomi, metalürji gibi pozitif bilimleri de öğrenip, şöhrete kavuştu.
Geometriyi mantığa uyguladı. Öklit ve Apollonius'un geometrik ve sayısal metotlarını geliştirdi ve pratik uygulama alanlarını işaret etti.
Eğitim hayatı boyunca öğrendiklerini uygulama safhasına koymak için çok gayret gösterdi. Birçok önemli neticeler ve başarılar elde etti.
İbn-i Heysem'in başarıları diğer memleketlerde duyulunca, Mısır'da hüküm süren Fatımi Devleti hükümdarlarından El-Hakim kendisini Mısır'a davet etti.
İbn-i Heysem, Mısır'a gitmeden önce, Nil Nehri ile ilgili bir sulama projesi ve bazı teknik çalışmalarda bulunmuş, Nil Nehri'nden nasıl istifade edilebileceğini araştırmıştı. Projesini Fatımi sultanı El-Hakim'e açıklayınca, sultan projenin gerçekleştirilmesi için ona her türlü yardımı yapacağını bildirdi.
İbn-i Heysem, Nil Nehri boyunca ilmi ve teknik incelemelerde bulundu. Yaptığı projelerin başarılı bir şekilde uygulanmasının o günkü şartlarda mümkün olmadığını görünce, hükümdardan af diledi.
İbn-i Heysem, El-Hakim'in kendisi hakkında kanaatlerinin değişmesinden korkarak, gözden ırak bir yere çekilip hükümdardan uzak durmaya karar verdi ve ilmi çalışmalarını sürdürerek birçok eser yazdı. İlim tarihçilerine göre, İbn-i Heysem'in hayatının bu dönemi en verimli ve başarılı devri olmuştur.
İbn-i Heysem, çağının bütün ilimlerinde otorite olarak kabul görmüş bir İslam âlimidir. Fevkalade keskin bir görüş, anlayış, muhakeme ve zekâya sahipti. Aristo ve Batlamyus'un eserlerini inceleyerek hatalarını gösterdi. Bunları özetleyerek Arapça'ya tercüme etti.
İbn-i Heysem'in fizikte olduğu kadar tıp biliminde de derinleşti ve bu yetkinliğini ‘Kitab el-Menazır’ (Optik Kitabı / Görüntüler Kitabı / Optik Hazinesi) adlı yapıtıyla ortaya koydu.
Bu eseri gözün anatomisi ve fizyolojisi ile başlar. Burada beyinden çıkan optik sinirden başlayarak gözün kendisine kadar konjonktif, iris, kornea ve mercek gibi kısımlardan her birinin görme olayındaki rolü ustaca anlatılmış ve çizilerek resimlenmiş gözün çeşitli kısımları arasındaki ilişki ve görme olayı sırasındaki bütün bir organ ve dioptrik (merceklerin ışığı kırmaları ile ilgili) bir sistem olarak gözün nasıl iş gördüğü gösterilmiştir.
İbn-i Heysem, gözün kısımlarını şöyle adlandırmıştır: ‘El-sebakiye’ (retina), ‘el-kurniye’ (kornea), ‘el-sa'il el-ma'i’ (göz sıvısı), ‘el-sa'il el-zucaci!’ (gözün retinayla çevrili boşluğunu dolduran pelte koyuluğundaki saydam ve renksiz sıvı) vb.
Geometri ve matematiğin inşaatçılık alanında uygulanmasına da katkıda bulundu. Eski medeniyetlerden intikal eden matematik, geometri ve astronomiyi tetkik ederek ilmi tenkitlerini ortaya koydu ve bu sahalarda kendi nazariyelerini geliştirerek ilim âlemine sundu.
Mesela; Aristo ve Batlemyüs'e ait olan dünyanın, kâinatın merkezi olduğu şeklindeki görüşleri üzerindeki şüphe ve tereddütlerini ifade etti. Dünya merkezli bir Kâinat Sistemi’nin kesin olmayacağını, uzayda daha başka sistemlerin de bulunabileceğini ve güneş sisteminin mevcut olduğunu söyledi.
Nitekim İbn-i Heysem'den yüzlerce sene sonra, İbnu’ş-Şâtır ve Nureddin Batrucî sonra
Newton ve Kepler, Güneş Sistemi nazariyesini kabullenmişler ve yer kürenin bu sistem içinde bulunduğunu söylemişlerdir.
İbn-i Heysem'in ünlü yapıtı, 12. yüzyılda Cremona'lı Gerard (Gherardo) (1114-1187) tarafından ‘Opticae Thesaurus Alhazeni’ (İbn-i Heysem'in Optik Hazinesi) başlığı altında Latinceye çevrilmiş ve Batı dünyasını 600 yıl boyu etkilemiştir.
Kitap, gözün yapısı, yanılsama (illüzyon), serap olayı, perspektif, ışığın kırılması ve fotoğraf makinesinin atası olan ‘karanlık oda’ dan (camera obscura): söz etmekte ve böyle bir delikli kamera ile ters görüntü elde edileceğini belirtmektedir.
İbn Heysem’in Orta Çağ’da Latinceye çevrilmiş birçok eseri vardır. Enrico Narducci’nin eseri (1871'de İtalyanca yayımlanmış) bu çeviriler hakkında zengin bilgi verir.
Büyük Batı fizikçilerinin yetişmesinde bu çevirilerin doğrudan doğruya etkisi olmuştur. Roger Bacon, onu ‘üstad’ diye tanımakla birlikte bazı noktalarda aşmaya çalışmıştır.
İbn-i Heysem’e göre:
- Karanlıkta göremiyoruz. Işınlar gözden cisme doğru gitseydi eğer karanlıkta da görmemiz gerekirdi.
- Kuvvetli bir ışığa baktığımızda gözlerimiz kamaşır. Eğer ışınlar gözden çıksaydı kamaşmaması gerekirdi.
- Karanlık bir odanın tavan ya da duvarında bir delik açarsak yalnızca o noktadan gelen ışığı görürüz. Oysa ışınlar gözümüzden çıksaydı her tarafı görmemiz gerekirdi.
-Yıldızlara baktığımızda onları anında görürüz. Eğer ışınlar gözden çıkmış olsaydı yıldızları görmemiz için belirli bir süre geçmesi gerekirdi.
İbn-i Heysem 1038 - 1040 yıllar arasında Kahire'de vefat etti. El Birûni ve İbn-i Sina gibi iki seçkin İslam elimiyle çağdaştır. Allah her üçüne de rahmet eylesin. Âmin. Derleme Recep Akıl 17.10.2019
Kayıt Tarihi : 26.3.2021 03:30:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
NOT: Bu kısa yazı İslam alimi İbn-i Heysem'in kimliğiyle ilgili olarak bir tanıtma ve bilgilendirme yazısı olarak derlenmiştir. Yeterli olmadığını düşünenler olabilir. Daha geniş bir bilgiye ulaşmak isteyen dostlar için İnternet’te daha ayrıntılı bilgi mevcuttur.
![Recep Akıl](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/03/26/portreler-1-ibn-i-heysem.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!