On beşinde bir güzeli sevmeyen
Bu dünyâya hayvan gelir bön gider!
Karacoğlan
- Nathalie Kelly'e-
Gazetede bir dilber:
Sekiz sütuna manşet!
İsmi... Belki Gonca, belki Safiye, belki Alev...
Babası... Bir böyle güzele vesîle olduğu için,
Annesi... Bir böyle rüyâya vâlide olduğu için
hayli muhterem kişiler olsa gerek!
İsmi, Selmâ mıydı, Edâ mıydı, Mecnûndan bir Nidâ mıydı?
Bu bahiste mühim değil Esmâsı - Hüsnâsı.
Ne mümkün Mecnûnların Leylâlara ad sorması!
Buğday bir ten üzre işlenmiş esmer bir nakış...
gâliba Şebnem!
Ama tarif gerek bir böyle güzele...
Kahretsin hangi lugat eder kifâyet?
Şimdi kalemi kırıp atasım gelir,
Tüm lisanları bir kâmusta toplayıp
dibine kibriti çakasım gelir.
Bütün şuerâyı karşımda safa tutup
Topuna bir yûh takasım gelir.
Sözün cisimleştiremediği
fikrin yetişemediği
bir beste ki güftesi yok!
Ben anlattım murâdımı, siz çizin kerevetini.
Ey Kadın!
Her kimsen, her neysen, her nerdeysen;
Âşığına mübârek,
Kadınlığa letâfet,
Şehrine bereketsin sen.
Kadınlığın Şehnâmesi yâhut İlâhın lütfusun sen!
Hüseyin Bülent OskayKayıt Tarihi : 26.1.2012 16:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!