Portakal Çiçekleri Şiiri - Muhammed Akbulut

Yürüyorum ıpıssız bir adada
Portakal çiçeklerine basarak
Elimde boş bir teneke kutusu
Sarp dağlara doğru yürüyorum
Yanımda ''ejderha avcısı '' amcam
Kuş lastiğini kuşanmış
Az ileride mezarlık
Giriyoruz içine
Ben hala uykuluyum
Amcamsa uyanık
Amazon ormanı mı burası
Ağacın tepesinde gorilin biri
Beni izliyor
Daha da korkuyorum
Kefenim kalitesiz kumaş
Üşüyorum
Mezarın içindeyiz
Maymunlar şarkı söylüyor
Amcama bakıyorum
Sakallarına bulaşan notaları siliyor
Yağmur üstümüze üstümüze yağıyor
Kalkıyoruz mezardan
Saat daha gündüzün üçü
Güneş buralarda hiç doğmuyor
Amcam kahvaltıda terliklerini yiyor
Ben buz kırağısı içiyorum
Sıcaktan ağzımı yakıyor
Yürüyoruz
Amcam eski dilde bir ilahı söylüyor
Ben suya yazılan yazıları heybeme dolduruyorum
Vakit gece yarısı
Ben uykuluyum yine
Amcam ayık
Okyanusta yüzüyoruz
Su bulanık
Balık avlıyoruz
Amcam çiğ yiyor
Kafamız karışık
Karanlıklar diyarında elimizde şamdan
Şeytanın biri köşede dinleniyor
Babası okulu aksattığı için ona kızıyor
Simsiyah balonlar var gökyüzünde
Benim uykum bitti
Amcam ağaca tırmanarak uyuyor
Ben gemilere ışık tutuyorum
Trafik sıkışık
Ay güneşle beraber doğuyor
Hava yarı karanlık
İkinci dünya savaşını izliyorum
Normandiya çıkarması
Moralim bozuk
Amcam pirelerle sohbet ediyor
Hava çok bunaltıcı
Ayaz var sıcaktan donuyoruz
Mavi elmalar yiyoruz
Aslanın biri geyikten dayak yiyor
Ben ona mendil tutuyorum
Niye bu nükleer savaş başladı keşke atom bombası atılmasaydı
Cephedeyiz kafamız karışık
Amcam sualtı sporlarıyla ilgileniyor
Yağmur ormnanlarındayız
Siyah balonlardan kan damlıyor
Yemenli bir çocuk görüyorum
Elinde saman defteri gözündeki yaş havaya karışıyor
Siyah balonlardan acı sesler geliyor
Kafamız hala karışık
Yürüyoruz,yürüyoruz
Yolun ucunda yeniçerililer kimlik istiyor
Amcamın iyi ki ehliyeti var
Artık yorulduk
Kefeni giyip uyumak istiyoruz
Mezarlıklarda kuyruk var eskiden hep boştu buralar.
Zaman kavramını havanda dövüyoruz
Üstümüzde portakaldan elbise
Amcam dünya kupasını kaldırıyor
Çok sinirli ayağında bir telaş
Hakem bana sarı kart veriyor
Sahadan çıkıyorum gözümde yaş
Çocuğun biri Atatürk fotoğrafına bakıp gülümsüyor
Elimizde evin kilidini açmayan gereksiz bir anahtar var
Yürüyoruz
Bir sakallı kedi piyano çalıyor
Yanında yorgun bir köpek derin derin düşünüyor
Londra yolunda bir Türk lokantası
Amcam fazla doyduğu için mutsuz
Biraz ileride Georghe Washington
Uykumuz derin hala mezarlıklarda sıra var
Amcam su kuyusu açıyor
Ben suya dalıyorum su yeterince var
(Seslendirmesiz bölüm)
Sokağın ucunda
Bize bakan mutsuz yüzler var
Muhtar petrol karnesiyle doğal gaz dağıtıyor
Çarşıda gereksiz bir eylem
Tek özlediğim Amazon ormanlarının kokusu
Amcam kararsız,yorgun,huzursuz
Suya yazı yazıyor
Fok balıklarında anlamsız bir mutluluk
Köpek balıkları voleybol oynuyor
Aslanlar ilgisizlikten şikayetçi
Belgeselci oturmuş uyuyor
Televizyonun kumandası bozuk yıllardır aynı kanalı izliyoruz
Uykumuz derin
Amcam Eskimo dilinde bir şeyler soruyor
Eskiden hep dutluktu buralar.