Taraçalarında gezindim Babil’in asma bahçelerinin
Bir salkım üzümün kekremsi tadındaydı hayat
Adımlarım uzanırken Roma’ya
Gladyatörler karşıladı arena kapılarında
Yalın kılıç kesilmiş gözlerinde
Vahşi bir hayvanın yaşamla mücadelesi
Ayakta kalabilmek
Var olabilmek arzusu alaz alaz
Kuzeyden esen bir rüzgârın peşinde
Sahra çölünün kum tepelerinde
Yana yakıla arandım sevdayı
Yuna yıkıla dolandım kainatı, geçmişin dar dehlizlerinde...
Bir fiskeyle düştüm yaralı yüzlerin arasına
Açtılar, terkedilmiş, horlanmış
Bir yudum sevgiye muhtaç, cüzzamlılar...
Terkedilmiş kaderlerinde yoksuldular.
Zil, şal, gül ve kastelyent
Kırmızı şarap kadar kızıl dudaklarda zafer naraları
Kadeh kırdım şerefine gece yarısı
Bir gitarın çılgın nağmeleriyle
Endülüs gecelerinde kahreden yalnızlığa
Yalınayaktım Pompei yıkıntılarında
Eteklerimde küller, tabanlarımda çağ yangınları
Şurada iki sevgilinin sarmaş dolaş kemikleri
Utandım insanlığın pejmürde halinden
Sırtıma vurup da tüm geçmişi
Bakışlarıma kilitledim can kırıklarını
Eylül GÖKDEMİR... 25.09.2007
Eylül GökdemirKayıt Tarihi : 6.5.2008 09:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!