Bir tomurcuk filizleniyor siyahi yokluğunda
Bir kısrak yelesinde silkeleniyor
“özlem” denilen yabancı
Saçlarıma yerleşiyor..
İzinsiz..
Gök kopuyor yıldızlarından
Sesin varlığımdan habersiz
Kayboluyor gecede
Karanlık; onursuz dilenci
Hüzünler eziyor değirmen taşında
Sualsiz kabulleniyorum gidişleri..
Bendeki,
Kişinin kendiyle düeti..
Beste
Gaip
Güfte
Aykırılığın hayaleti..
İçerimde
Ödülsüz ezgiler rekabeti
Alt dudak üst dudağa yenildi..
30.04.2008
Aslı ŞahinKayıt Tarihi : 30.4.2008 22:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi:
Giden habersizdir benden gitmediğinden..
![Aslı Şahin](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/04/30/polen-ozlem.jpg)
YÜREĞİM BİR YELDEĞİRMENİ SANKİ...
BELKİ DE ÇOCUKLARA ANLATILAN MASAL BU YAŞAM ...
O KADARIYLA...
BELKİ DE UYUYAMAMAK. GECELERİ...
mustafa yılmaz
ant+10
Saçlarıma yerleşiyor..
Sanki şahlanan atın yelesi gibi sırtımızda taşıdığımız,özlem değil mi siyah gecelerde...
Bir çok siyah, çakıl taşını taşımıyor muyuz,
sol ceplerimizde, yüreğimizde?
Mustafa Yılmaz
hayranlıkla takip ediyorum...
emeğine sağlık bitanem...
Bir kısrak yelesinde silkeleniyor
“özlem” denilen yabancı
Saçlarıma yerleşiyor..
İzinsiz..
çorak olan yüreğime, bir dal dikiliyor, çisilden yağan damlalarla yükleniyor besisi...kurağa dönmüş ovada bir Sam esiyor, uğultularla bedenimi benden uçururken, bir esinti ki ateşi atıyor benden içeri...adı yabancı, telefuzu icat edilmemiş,'özlem' alfabeden çıkıp, taaa yüreğimin ortasına çakılıyor, benden olup izinsiz yazılıyor yürek alfabeme...
Gök kopuyor yıldızlarından
Sesin varlığımdan habersiz
Kayboluyor gecede
Karanlık; onursuz dilenci
Hüzünler eziyor değirmen taşında
gök göğsüme düşürmüştü bir kere yıldızlarını ama bu defa gök eğilip ne varsa boşaltıyor benden içeri...ben bu kadar çok değildim ki ne zaman büyüttün beni, nasıl biriktiririm ki...nasıl taşırım ki....Karanlık şerefsiz kaderle bir oyuna girmişken, Jön'ü bana neden oynatıyorsun ki, benim karanlığım sizden zati derinlerdedir, ben bile özlem olmuşken kendime, nedir bu oyun algılanamayan, nedir...tarlalarım da acı ekilirken, hüzün bitmesi bundandır...
Sualsiz kabulleniyorum gidişleri..
cennetin içinde, cehennem çukuru kadar sevgim vardı, yıllarımda faizle biriktirdiğim, istemedin ki, onun için sualsiz kabullendim gidişini, o kadar çoktu ki, hem de kaldıramayacagın kadar, be gülüm...
Bendeki,
Kişinin kendiyle düeti..
Beste
Gaip
Güfte
Aykırılığın hayaleti..
o kadar sevmiştim ki seni, ben kendime yazıyordum sürekli...seni sevmeye o kadar dalmıştım ki, dünya nelere gebe unutmuşum, kaderin çizgisini geçmekle uğraşırken, önümü görememişim...uyandığımda sol yanımda ÖZLEM, gözlerim de TOPRAK, usum da BOŞLUK la zamanı olmayan günlere, gebe kalkışların başlangıcı olmuştu...
İçerimde
Ödülsüz ezgiler rekabeti
Alt dudak üst dudağa yenildi..
o dudak zaten bana yabancı değildi, öyle doğmuştum bu hayatın hengabesinde...hiç öpüşmemişlerdi ki, alt ve üst dudağım, hep düşmandılar zaten, biri alnıma yakın diğeri çeneye gebe, hiç buluşmadılar, hiç...
giden hiç bilmeyecek ki, nerede olduğunu.Ona bunu yaşatmayacağım adını koymuştum bir kere, son ve sonsuz durağım demiştim, ona en büyük cezamdı aslında, her ırak olduğu adımda, bir zerre daha artırarak sevmek, verilecek en büyük ceza idi..Bir gün anladığında olmayacağını anlayamamıştı ki zaten, yaşamın üstünde bir sevdayı kaldıracak bedeni taşımadığını ve içinde varolmayacağını anladığında, ben zaten benden gitmiştim.Özlem'di ak toprağa yazdığım, ölümdü gözlerimde bir bulut örtüsünde dolaşan...
Tebrik ediyorum şaireyi...
TÜM YORUMLAR (12)