Bir vakitler bir gece yarısı sıkkın, kafa yoruyorken, yorgun argın,
Unutulmuş eski ilimlerin garip ve acayip kitap ciltleri üzerine ben-
Kestiriyordum, tam dalacağım esnada, ani bir tıkırtı geldi öteden,
Odamın kapısını kibarca birisi vuruyor, vuruyordu sanki tak tak.
'Bu', diye söylendim, 'odamın kapısını tıklatılıp duran bir konuk,
Sadece bu, başka bir şey yok.'
işte sana geliyorum
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Devamını Oku
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Bir hayvanı gördüğümüzde doğaldır, doğasında. Yaklaştığımızda karşılaşma anında tür ve cins olarak ayrı olduğumuzdan doğal bozgunluk içine düşeriz. Eşitsek yırtıcıysak vahşi kapışırız. Eşitsek ot obursak insan bilir ama hayvan bilmez ve tepkimelere göre tavır geliştiririz. Eğer düşüncelerimiz içerisinde fikirsel karşılaşmışsak bir kişi olarak o hayvanı kişileştiririz. Edebiyatla pek korkup çekinmeyiz. Sanatla bir dışa vurum içinde birleşik bir ruh halinde eserimiz ortaya çıkar. Kendimizle bir hesaplama içinde ise düşmanca bir tavır sergileriz. Kendi uyku uyanıklık arasında şairin odasında bir kuzgunla karşılaşması odasına bilip isteyerek almak istediği sevdiği kızla bir dışa vurumdur. Kişisel tabusu bir kuzgun olmaktır ve sevdiği kız, Lenora öğle değildir. Ve olamaz. Ben daha çok düşümde köpekle karşılaşıyorum. Ve genelde sevdiğim kız kedi oluyor. Bu iş olmaz oluyor. Dışarıda ise evcil olmayan hayvanlarla karşılaşmayı umarım. Bir parkın havuzunda kazla karşılaşmıştım ve kaz bana kur yapmıştı. Denizli Pamukkale de ise bir Leylek karşılaşmıştım Ayağımı soktuğum şifalı sıcak suya o da o sıcak sudan içiyordu. İlginç olanı ben bu düşümü yazmıştım. Zamana maya çalmıştım. Tutmuş oldu. Daha ilginç olanı ise melekler aramızda değil içimizde. Yeri geldiğinde çoğu benzer olman tür ve cinsler bir birine melek olabiliyor. O an gereken melikeleri hissettirebiliyor. Kedi köpek ve bir çok hayvan bunu hissettim. İnsanda da öğle. Tabi Şeytanda bir melek ve şeytanı da çok hissetim. Çünkü ben Poe gibi hissiyatlı şairim.
Dünyada çok okunan şairlerden ama biz pek tınlamıyoruz galiba :)
kusura bakmayın ama böyle bir çeviri insana hiç zevk vermiyor şiir şiirlikten çıkmış düz yazıya çevrilmiş,size tavsiyem yıılar önce 1960-1970 yılları arasında Kabataş Atatürk kız lisesinin edebiyat kitabında olan çeviriyi okusaydınız belkide bu çeviriyi hiç yapmazdınız,bigisayarla ram iyi olmadığı için o şiiri bir türlü bulamıyorum,bu konuda ban yardımcı olursanız sevinirim çeviri şöyle başlıyor
Soğuk bir kış gecesi
dalmışım kırgın,derin
içli anılarımla unutulmuş günlerin
geliverdim kendime birden
biri vurdu kapımı sanki nazik,çekingen
diye devam ediyor,lütfen bunu bulursanız bana da gönderin çok zevk alacaksınız,çünki şiir formunda bir çeviri
saygılarımla,
Saadettin Eraslan
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta