Pleasure Şiiri - Yorumlar

Necdet Arslan
1352

ŞİİR


92

TAKİPÇİ

Şişeleri parçaladığımda
yarım bırakılmış bir kadeh
kıpkırmızı çakmak taşı
teklemeli yürek
gong sesi

Mora dönüşüveren mermer kırıntıları rakkase ve topuk sesleri keskin

Tamamını Oku
  • Alpaslan Akdağ
    Alpaslan Akdağ 26.03.2013 - 15:44

    Mora dönüşüveren mermer kırıntıları rakkase ve topuk sesleri keskin
    Sanki Petersburg’da eksi ellidokuz sonrasında don adresim sevdiceğim...

    Her güzel şiir, çağlarının, devirlerinin insani bir soluğudur. Az, özlü, damıtılmış membalardan kristalize edilmiş kelimelerle, anlamın engin deryasında bilgelik yüklü emektar gemileri ustaca yürütmektir.

    Cevap Yaz
  • Hikmet Yurdaer
    Hikmet Yurdaer 13.03.2013 - 19:04

    Değerli paylaşımınızı ve kaleminizi yürekten kutluyorum. 10 + ANT. Saygı ve sevgi ile kalın.

    Hikmet YURDAER

    Cevap Yaz
  • Naime Özeren
    Naime Özeren 07.03.2013 - 17:33

    Bu şiiri yorumlamak beni aşar üstadım...Ne kuş sütü içtim, ne de bıldırcın yumurtası yedim. ' Tatmadım, bilemem ki' derler ya, işte öyle...

    Cevap Yaz
  • Perihan Pehlivan
    Perihan Pehlivan 06.03.2013 - 14:03

    kalem biraz asi biraz duygusal dokunuşlarla gezinmiş.

    Cevap Yaz
  • Günay Aydın
    Günay Aydın 03.03.2013 - 22:52

    Birşeylere isyan ve göndermeler....
    Farklı ve ama flu bir anlatım ...Ya da bendeki algı böyle.
    Kendine has güzelliğine değinmeden geçmek olmaz ama.
    Kutlarım Necdet Hocam...
    Saygımla...

    Cevap Yaz
  • İbrahim Başar
    İbrahim Başar 03.03.2013 - 20:04

    İlkbahar da olsa, geçmişin sancıları dinmek bilmiyor sanki. Kurulan sofra ise bir 'kandırmaca' gibi. Belki de sadece avuntu. Değerli şairi ve şiirini içtenlikle kutlarım. 'It was a pleasure'...:)
    Sevgi ve saygılarımla....(+10+Ant)

    Cevap Yaz
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay 03.03.2013 - 19:04

    Başlık 'lütfetmek' ise... 'Lütfeden, edilen' kim, ya da ne? Ama dipnotta 'haz' diyor şair... Demek ki 'eş anlamlı' bir sözcük, yabancı dilde...
    O zaman 'haz veren' bir şeylerden sözediyor olmalı şiir..
    İçine girince:
    'Sanki bir akşam sefasından sonra rakı ya da şarap şişeleri kırılmış... Yarısı dolu bir kadeh... Sigara yakmaktan yorgun düşmüş çakmak taşı ve belki fazla içmeye tahammülsüzlükten tekleyen bir kalp.. Ve gong/uyarı...'
    Alttaki beyitte;
    'Sanırım bir salon... Işıklandırılmış 'mor bir renkle..' Dans edenlerin sesleri dikkat çekici... Ama şair çok üşümüş...'
    Ve son bölüm;
    'Menü zengin... Tasvir belki eksik bile... Oldukça besleyici olmalı ki, yiyen kendisini 'ateşli' ve yeni bir baharın başlangıcında hissedebiliyor...
    Ve olağan, yaşanmışlıklarimdan' diye bitiryor şair...
    Ne anladım şiirden? Anladığım kadarını yazacağım elbet...
    'Şişeleri kıracak kadar öfke duyuyor olmalı şair... Birileri göz kamaştıran mekanlarda rakkaselerle, zevkle, kuşsütüyle, bıldırcın yumurtasıyla yer, içerken...
    Bize de kala kala olağan, süreğen bir yaşam kalıyor...'
    Hazcılık bizim neyimize?
    İşte bana geçenler buydu... Doğrusunu, anlatılmak isteneni elbette Değerli Dostum Arslan biliyor...
    Şiiri ve dostumu kutluyorum...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta