PLATONYA... Düşler Adası
Sığındığım düşler adasında gördüm güneşi, ayla sarmaş dolaş. Meğer ne çok seviyorlarmış birbirlerini. Işığım sensin diyordu ay. Başını güneşin göğsüne yaslamış, güneşin kalbinin tınılarını dinliyor ve bitmesin diyordu bu an. Masumlukla, sevecenlikle ve duyguyla uykuya daldıkları an; topladım yıldızları bir bir, örttüm üzerlerine. Ayrıldım oradan…
Uyanmıştım. Tatlı bir tebessüm yerleşmişti yüzüme o sabah. İmkânsız bir şeydi gördüğüm düş. Ay, güneşle sarmaş dolaş gezebilir miydi hiç? Hem sonra n’olurdu dünyanın düzeni? Mevsimler küs olmazlar mıydı o zaman? Hangi baharda tomurcuklanırdı çiçekler ya da çiçekler için bir mevsim olur muydu acaba? Yağmur mu yağardı en çok? Beklide en çok kar? Ya! Sahi o zaman dünyayı sarmaz mıydı kardan adamlar?
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,