Platonik-sevdam Şiiri - İlhami Bulut

GENETİK SEVDAM Mecnun benim asil soyum; sen de benim son öykümsün.. Dökülürsün ince tele; nakaratım son türkümsün; Ömür de bir, bir kez açmaz fulya gibi mor gülümsün.. Çözemedim bir tek düğmen, Leyla gibi kör düğümsün *** Senin lehçen inkar dolu, gözler benim muhatabım.. Teslim oldum, zincirliyim; itiraza yok imkanım; Benim adım Kerem değil alma benden intikamın, Hünkar olsan zindanlara sehpalarda son sözümsün... *** Kaydık yaydan, kader sana; Havva dedi bana Adem Sır tüterken mavi ocak, görüşmüştük muhtemelen; Döneceğiz aslımıza ben sürgünüm, sen mecburen, Mehtap olur göz bebekler en zifiri sevdiğimsin.. *** Mor şafaklar dökülürken mahmurlaşmış yar üstüne; Ayçiçeği döner durur başak başak bar üstüne, Kat kat germiş al perdeyi yüzündeki ar üstüne,,, Sır tutmuyor soyut ayna hayal meyal gördüğümsün.. *** Ters okuma bu destanı her ahım bin kanat olur Mecbur oldu Havva soyu mizacı çok inat olur İki cihan bir tek perde aralansa vuslat olur..... Tefsir olmaz bir tek telin, en genetik sevdalımsın...... İlhami Bulut ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- ,,,) Çok sevgili arkadaşlar, haddimizi aşmadan bazı çalışmalarımıza ait teknik bilgileri izninizle ve talep üzerine zaman zaman takdim edeceğiz.. Efendim yukarıdaki çalışma. ...)Türk Edebiyatında çok çok nadir kullanılan bir hece kalıbı, bu kalıba örnek şiiri olan veya kendisine ait olmayan bu kalıpta bir şiir getirirse ben şahsen yararlanmak isterim. ...) Hece kalıbı.... 4+4+4+4= 16 hece düzeneği ile. a a a a b b b a c c c a .........diye devam eden kafiye düzeneği ile... ...) Bu kalıbın en belirgin özelliği,, ilk dörtlük 4+4= 8 hece kalıbına dönüştürülebilir Bakalım. İlk dörtlük. 16’lı şimdi, 4+4= 8 ‘li haline getirelim bakalım anlam bozukluğu olacak mı. Mecnun benim asil soyum; sen de benim son öykümsün.. Dökülürsün ince tele; nakaratım son türkümsün; Ömür de bir, bir kez açmaz fulya gibi mor gülümsün.. Çözemedim bir tek düğmen, Leyla gibi kör düğümsün * Mecnun benim asil soyum; sen de benim son öykümsün.. Dökülürsün ince tele; nakaratım son türkümsün; * Ömür de bir, bir kez açmaz fulya gibi mor gülümsün.. Çözemedim bir tek düğmen, Leyla gibi kör düğümsün ..) 8’li hece kalıbına döktük. ...) Görüldüğü üzere anlam kaymasına uğramadı, sadece ritim formu değişti, yani gerekirse bestekar, şairle mutabık kalarak bu kalıba dökebilir. Veya bu şekilde okuyucu okuyabilir. ,,,) Şimdiye kadar bu kalıplı iki çalışma nasip oldu bu fakire.. Diğer çalışmanın ilk dörtlüğü de şöyleydi.. Soran seyrek, şu derdimi, halin nedir vaktin nedir? Selam gelir yarım yamak, yoksa lügât lâl mı nedir? Sükût, dilin bülbül gibi, mahsus mu dur, maksat nedir. Haber gelir seyrek seyrek, küskün müsün yoksa nedir. ..) Okuyuşta dikkat buyurulursa; 4+4+4+4 duraklar, trendin akışında bir dalga vuruşu hazzını terennüm etmek mümkün olabilir, bu kalıplar yüzyıllardan beri üstatlarımızın uzun uğraşıları ile bizlere intikal etmiş. Hepsini rahmet ve şükranla anıyorum.... Teşekkürlerimle....