Saçlarının kokusu
Büyük bir gürültü ile ve ağır ağır yaklaşan minibüsün az sonra bana sunacağı lütfü tahmin bile edemez iken gelip tam ikimizin ortasında duran minibüse doğru yöneliyoruz.
Buğday ellerini uzatıp kapının buz gibi soğuk demirinden tutarken sen, tam arkanda, rüya ile gerçeğin arasında, yakaza hali ile saçlarının kokusunu derince içime çekerken buluyorum kendimi.
Parfüm değil
Çiçek yada şeker kokusu değil.
Bambaşka bir şey bu.
Eğer cennete ait özel bir koku varsa ve bazı şanslı insanlar bu kokudan nasiplerini almışsa, hiç şüphem yok sen onlardan birisin.
Sazlıklardan havalanan bir ördek gibi sesin
Ürkek şaşkın kararsız duyuyorum
Ve sen bir gökkuşağı kadar güzelsin
Rengarenk ve az sonra gidecek görüyorum
Ve ben yağmurlar altında bir yolcu
Islak yorgun tutkulu yürüyorum
Devamını Oku
Ürkek şaşkın kararsız duyuyorum
Ve sen bir gökkuşağı kadar güzelsin
Rengarenk ve az sonra gidecek görüyorum
Ve ben yağmurlar altında bir yolcu
Islak yorgun tutkulu yürüyorum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta