Sadece 'gerekli' olduğu için yazılan yazıların, çıkılan basamakların, harcanan emeklerin, verilen yemeklerin, gidilen müzelerin, atılan füzelerin, alınan yatların, satılan katların, okunan kitapların, gülümseyen hatların, yaşanılan hayatların tam da ortasındaydı mutsuzluğum.
Onu göremeyenlerin, deli ya da umarsız olma ihtimalinin bir ihtimali yok muydu?
Görenlerinse buna müdahale etmeme iradelerini kullanmaları, mantıklı bir açıklaması olacaklarından mıydı, yoksa bırak olacakları olmayacaklarından bile soyutlandıkları yolculuklarına hep devam mı edeceklerdi?
Hayat böyle mi sürecekti, ya da sürmeyip her seferinde ölünecek miydi?
Sizce yaşamak nedir, sahi?
Bazı şeyleri görmezden gelip kalıplara tıkılıp kalmak mı, bunlara baş kaldırıp içimizdeki çocuğu hayat ormanına salmak mı?
Hala medenileştiğini sananlara göre mutlak çözüm yolları vardır bu hayatta.
Medenilik koyunluk olsa herkesin çoban olma yarışına girmesi kaçınılmaz olurdu be kanka.
Kurallara uymak uysallıktan gelir, uymamak saldırganlıktan ve sorumsuzluktan değil.
İçimden gelmeyen hiçbir şeyi yapmamam kadar insan olmanın gereği olan bir şey var mı bu hayatta?
'Var' diyen gökyüzünden bana selam yollasın.
Baloncukların ömrü kısa sürer.
Gülümsemem gerektiği için gülümsemem gerekmiyor.
İçimden geldiği için güleceksem kırmızı halı serebilirsiniz önüme, çok havalı oluyor abi.
Kahkaha attığım günlerin çuvalı daha piyasaya sürülmedi.
Her neyse sualler tükenmez, ben tükenirim...
Yollar bitmez, ben biterim...
Aramızdaki farkları soracak olursanız, onların sadece bir başlangıcı var, sonları yok.
Benimse sonsuz başlangıcım var ama bitmeyişlerim yok.
Hayat güzel........ama ara sıra:-P
Ve mutsuzluk tam da bu kapıda.
Bir gün gelecek mi dersin? ;)
Kayıt Tarihi : 23.9.2012 14:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!