Hıçkıra hıçkıra,tıkana tıkana ağladığımı gördünüz mü hiç?
Sİz mışıl mışıl uyurken,
Benim karabasanlarla boğuştuğumu biliyor musunuz?
Hergün yüzünüze baktığımda,
Bu kabustan uyanmayı dilediğimi peki?
Hatalarınızın bedellerini de bana yüklediniz.
Nasılsa benimkileri ödüyordum değil mi?
Bu şekilde 'düzenimiz' dediğiniz
Kandırmaca dünyanızda değişen bir şey olmadı.
Peki ya yanımda olduğunuzu mu sanıyorsunuz,zor aylarımda,sevgili dostlarım?
Sadece,'nasılsın? 'sorusu ile vicdanlarınızı rahatlattınız.
İçinizdeki huzursuzluktan kurtulabilmek için,
Kendinizi kandırdınız.
Sahte insanlar,sahte erdemler,sahte yollar...
Hergün acıdan nasıl kıvrandığımı görmediğiniz için,
Daha kolay oldu susturması vicdanınızın sesini,
Daha kolay oldu suçlaması.
Kendinize ve sevdiğinize inandıklarınıza söylediğiniz yalanlar ne olacak?
Peki ya ne zamana kadar bildiğiniz şeyleri unutmaya çalışıp,
Burnunuzun dikine gideceksiniz?
Yada ne zaman kendinizi 'zavallı kurban' olarak göstermekten vazgeçip,
Beni ısırdığınız dişlerinizi gizlemeyecek kadar cesur olabileceksiniz?
İnsanlar inanmak istediklerine inanır,
Görmek istediklerini görürler.
İşte bu noktada yabancılar için,
Nasıl olabileceğiniz değil,
Nasıl göründüğünüz önemlidir.
Yeteri kadar iyi görünebilmek...
Pişmanım lafı hep itici gelirdi bana,
Ama sizi kalbime aldığıma pişmanım.
Kayıt Tarihi : 17.7.2005 01:51:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Simge Özünlü](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/07/17/pismanlik-41.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)