Önceki pişmanlığım beni yaralıyordu, şimdiki pişmanlığım ise beni öldürüyor.
Çoğu kez, kendimi onun isteklerine boyun eğmiş buluyorum. Hiçbir tövbe, hiçbir perhiz onunla baş edemiyor, ona karşı koyamıyordu. Her seferinde pişman oluyordum. Pişmanlıklarım yaydan çıkmış bir oktu.
İlk pişmanlığımın sonu yoktu; tahtırevanın bir ucunda acı duyan, diğer ucunda zevk alan arzularım vardı.
İkinci pişmanlığımın tahmini zordu. Öylesine geniş bir alana yayılmıştı ki; onu, arzuların tatmini ortaya çıkarıyor, başlangıçtaki konumuna ulaştıkça sona erdiriyordu. Bu girdap içinde savrulup duruyordum.
Üçüncü pişmanlığım pek arsızdı. Öyle ki; yüzeye çıkmamış arzular coşkunluğumun kaynağı olurken, zamanla onlar bana, ben onlara alışıyordum. Yüzeye çıkan arzularımsa birden çoktular ve onların peşinden gitmekten korkuyordum.
Yorulmuştum. Yeter dediğim anlarda, onlarla yüzleşmek için silahlarımı kuşanıyordum: Bir yeniçeri gibi kıvrak, bir şövalye gibi zırhlıydım artık...
Mustafa SamiKayıt Tarihi : 13.7.2016 11:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!