Pirim himmet eyle çıkayım yola
Klavuzum olsun ceddi celalin
Başıma gelmeden bir kaza bela
Klavuzum olsun ceddi celalin
Sen klavuz olki yolun pirisin
Yakılsın çerağlar canlar dirilsin
Kurulsun erkanlar, cemler görülsün
Klavuzum olsun ceddi celalin
Dil bizdendir deriz nefes pirdendir
Gönülden,gönüle akıp gidendir
Yolumun çerasi şule verendir
Klavuzum olsun ceddi celalin
Bu garip yolcuya olasın yoldaş
Müşkülüm hal edip halime haldaş
Darda sıkıntıda yanımda kardaş
Klavuzum olsun ceddi celalin
Hz.Muhammed Mustafa Ali Murteza
Hasanla,Hüseyin, Zeyneli Aba
Bakır,Cafer,Musa, Alyul Rıza
Klavuzum olsun ceddi celalin
İmam Taki,Naki, Aliyul Asker
İmam Mehdi sırda gezinen nefer
Hacı Bektaş Veli hem pir hem rehber
Klavuzum olsun ceddi celalin
Baba Mansur,Kureş,Üryan Hızırlı
Cemal Abdal, Ağuçanlı,Hubyarlı
Can Baba,Abdal Musa,Hızır boz atlı
Klavuzum olsun ceddi celalin
Dedelerim rehber idi bu yolda
Hizmet ocakları gönülde dilde
Can Baba derlerdi garip bir halde
Klavuzum olsun ceddi celalin
Tekmandan, Çayırlı oradan Karsa
Cem edip canları nerde kim varsa
Can Baba bu kapıda kim hizmet verse
Klavuzum olsun ceddi celali
Ozan Doğan Can Baba
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta