Bir zulmün ortasındayız ki pervasız,
Ansız, amansız, duldasız,
Gölgemize düşman bir cellat,
Kanımızı içmeye doymuyor kansız!
Kinin kusuyor binlerce yılın,
Başlarımız çıplak, ayaklar yalın,
Boynumuzda bir ip ;kalın mı kalın,
Son arzumuzu sormuyor imansız!
Bir elinde Kur'an bir elde haçı,
koynunda kim bilir yılanın kaçı,
Ne yoksulu bilir ne de ki açı,
Bir kelamı ağzından düşmez yalansız!
Batılın ordularını salar üstüne,
Karanlığı yeğler hakkın dostuna,
Allah! Allah! deyip imam postuna,
Bürünüp minbere çıkar Allah'sız!
Ortaya ''Hırsız!'' desen O üstüne alınır,
Suçüstü yakalasan dört kitaba sarılır,
Yediği haramlar deste deste karılır,
Kümeste tilki gibi vaaz verir insafsız!
Türlü hile ile yıkayıp hırsızlığı,
Din ile, iman ile paklayıp arsızlığı,
Allah! Allah! diyerek süsleyip yolsuzluğu,
''Doymam da doymam!'' diyor kitapsız!
Ben çağırdım ben işittim Hakk'ın adını,
Ne terazi bıraktı ne Kadı'nın tahtını,
Bir cihanda yankılanan mazlumun feryadını,
''Duymam da duymam!'' diyor vicdansız!
Söyle bre gafil, bu mu insanlık?
Bu mu bize kürsüden sattığın Müslümanlık?
Tuttuğun yol izbe, kalbin gibi karanlık!
Sırat seni geçirir mi böyle ışıksız?
Ali Sarıkaya
Kayıt Tarihi : 28.12.2025 00:22:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!