Pio Şiiri - Hüseyin Mustafa Aygüneş

Hüseyin Mustafa Aygüneş
123

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Pio

Benim adım Pio
Bir Pazar günü doğdum, Cuma günü öleceğim..

“Pazar’ları annem gibi kokardı..”

1/

Duaların aforoz edilişinde açtım gözlerimi;
Annem o Pazar bakire değildi, peygamber değilim ben..
Baksana yumruklarımı sıkamıyorum bile
Sadece ağlayabilirim halinize..
Annem Pazar’larını doğururdu bana..
Her zaman bir başlangıç sunmak istemişimdir hayata
Ve annem, kokusunda o Pazar’ın yeni hayatlar armağan ederdi gözyaşlarıma..
Hiç olmayacakmış gibi, hep var olacakmış gibi yeni dualar sunardı
Avuçlarımdan gökyüzüne..
Duyar mıydı bizi ve tüm ağlanacak bedenleri..?

2/

Ertesi yok biliyorum
Ve tükenecek Pazar’ların kokusu, alacaksın onu..
Annem Tanrı’ya gidecekti, halimi anlatıp O’na yalvarmak için..
“ peygamber değil o, bırak gitsin; bırak..! ”
Peygamber değilim ben bakmayın öyle yüzüme..
Adım Pio, çok dayak yedim güçsüzlüğümden;
Oysaki isterdim, yumruklarımı sıkabilmek
Ama sadece ağlayabilirim sizin için
Tıpkı annem kokan Pazar günleri yaptığım gibi…

3/

Benim adım Pio; başım döner çoğu zaman
Ve kafamın sol tarafındaki şey beni çok rahatsız ediyor..
Uykuları kovalarken güneşin kollarına kadar, her ayağa kalkışımda
Yere serilmek için sebeptir bu..
Çok düştüm ve ağladım sonrasında o Pazar günleri..
Annem, tuttu kollarımdan beni
Yeniden doğurdu; tekrar tekrar..
Sancıları ikimizin bedenine yaydı kimi zaman
Ama olsun o kadar be!
Peygamber değilim ben sonuçta
Ve annem, bakire değildi o Pazar günü ilk sancıyı çekerken..

4/

Benim adım Pio
Bir babam olsun isterdim, annem kokan o Pazar günlerinde..
Annemin onu öldürüşünde yaşamasa sadece
Kızsa bana her düşüşümde ve ağlama dese, bağırsa
Sonra bir köşeye çekilip, benim gözyaşlarımı akıtsa hayata..
Tanrı’yı anlatsa mesela; “O çok büyük” dese..
Kalplerimizde kalan tüm umutlar kadar acılarımız da çürüyor bu yolda
Ve ben, babamı geri istiyorum ‘O çok büyük’ Tanrı’dan..!
Sırf o Pazar günü sorabilmek istediğim soru yüzünden:
“Tanrı, senden de mi büyük baba? ”

“Tanrı, herkesten büyük..”

1/

Bilmiyorum O’nu
Ama biliyorum; herkesten büyük..
Bazen soruyorum kendime:
Dünde kalan, annem kokulu Pazar’ı da o mu yarattı
Annemi ve babamı? Babamın yok oluşunu?
Bütün yaşadığım onca rezaleti; O mu yarattı yoksa ben mi çaresizce kaldım bu zaman diliminde..
Artık O’nu suçlamak istemiyorum ama ağlayamam da..
Tamam; dünde kaldı her şey, dünde kaldı onca şey ve annem ve onun kokusunda Pazar..
Babamı da istemiyorum artık!
Annemin ellerindeki ruhunu alabilmek için onu da aldı yanına
Ve neden öldü bilmiyorum..

2/

Yalnızım..
Sonu nereye kadar gider onu da bilmiyorum..
Annem, babam ve Tanrı vardı; hala da var bir yerlerde
Ama yalnızım şimdi
Adımlarımı atmalıyım geleceğe doğru; adımlamalıyım ömrümü..
Bir kuraldır tükenmek ve elimden geldiğince yok edeceğim kendimi
Sırf benden alınanlar, bana hiç verilmeyenler ve O’nun yanına gidebilmek için..
Yalnızlığımı da benimle beraber yok etmek için tüketeceğim kendimi
Bilmediğim yollarda sürükleneceğim belki
Belki seçtiğim o karanlık yol;
En ıssızı olmayacak, karanlığın içinde yalnızlıklar barındıracak..

3/

Yolları tüketmek mümkün mü ki; bir boşluktan kurtulayım..
Annemin babamı öldürmesi gibi ben de kendimi öldürüvereceğim şimdi bu karanlıkta..
Çaresiz bir çırpınış bu emin ol
Ve hiç de kuraldışı değil insanın öldürmesi..
Benim adım Pio,
Daha karanlık bir sokağa sapmak için gözlerimi iyice açtım
Ellerimde bir umut; adımlarımı iyice hızlandırdım..

“Tanrı, aşkı yarattığı gün öldü..”

1/

Unutmalıyım her şeyi umarsızca
Ve kapayabilmeliyim artık gözlerimi..
Unuttuğum gibi geçmişi ve annemi ve kokusunu ve babamı ve ölümünü
Unuttuğum gibi hikayemi
Artık hayatın artakalanlarında suçlamalıyım Tanrı’yı..
Artık, açmalıyım gözlerimi bugünün ertesine;
Ve anımsıyorum gözlerimin gözlerinde bulunuşunu
Ve anı’msın artık gözlerimde, yüreğimde bulunan…
Ve ben görebileceğim en korkunç şeyi gördüm o günün ertesine varmadan o gece gözlerinde,
Tanrı, o gün öldü!

2/

Aşkı yarattı ve öldü gözlerimde o gece..
Gözlerim gözlerindeyken,
Geçmişi tamamen silebilmişken ve umutla bakabilmişken bir ışığa bir varlığa bir aşka; sana
Tanrı, gözlerimin önünde kendini öldürebilmişti o günün gecesinde..
Artık yalnızlığım iki kişiyi solur olmuştu..
Gözlerinde bulmuştum sonunda o karanlık, çaresiz ama ışık dolu o yolu..
Ve hangi yalnızlığımda olursa olsun zaman ve hangi yalnızlığıma sorarsan sor
Beni gösterirler sana..
Belki göremezsin yalnızlığımın kalabalığından
Ama emin ol; gözlerimin içine baktığında seni barındıracağım
Yemin ederim!

“Sonbahara yakın..”

1/

Bir kez olsun bakmadın gözlerime.
Ellerin..? bir kelebek gibi uçuverdiler
Bir şimşek gibi belirsiz bir zaman aralığında çıktın karşıma ve yok oldun karşıdan..
Ne geçmişim var artık ne aklımda kalan bakışların ne de bir adım..
Tanrı mı? kendini senin acılarından tekrar yarattı ve biliyorum suçlu benim
Ben bir günahkarım!
Evet, hatırlıyorum her şeyi;
Benim adım Pio
Bir Pazar günü doğdum, Cuma günü öleceğim..
Annemin kokusunu aldığı yere, cennete gidecek kadar zamanım yok
Ama üzülmüyorum!
Cehennemi benim için yarattı Tanrı,
Peygamber değilim ben..
Babamın ölümünde gizliyken annem
Belki hala benim için ağlıyor cennette..
Babam ise beni bekliyor cehennemde; ne de olsa o gün annem bakire değildi ve ben onun Pio’suyum..
Üzgünüm cennete gidecek kadar vaktim yok acele etmeliyim..

“Ertesi yok…”

Sonunda ağardı gözyüzü ve kıyamet gelmiş görünüyor benim için..
Bir ışık görüyorum çok değil biraz ilerde
Bir damla diliyorum çok değil gözlerimden
Bir dua daha aforoz ediliyor dudaklarımdan ve ben her şeyi hatırlıyorum..
Benim adım Pio
Ve bugün Cuma günlerden..
Affet Tanrı’m; kulun olamamışken ve teşekkür ederim beni cehennemine alacağın için…

Hüseyin Mustafa Aygüneş
Kayıt Tarihi : 6.6.2012 14:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hüseyin Mustafa Aygüneş