Uykularla savaştayım kapanmıyor göz kapaklarım
Hayaller perdeli seçilmiyor isli camlar ardında.
Toprak bedenim sarmalamaz mı
İçimi acıtan sancılı keder doğum hanesinden kurtulamadım
Her zaman olduğu gibi düşler perdesi yine aralanmıyor..
Düşlerimi mi son buluyor yoksa ben mi ölüyorum..
Sayıklar gibiyim yine geçmiş zamanı örümcek ağlarının
Sarmaladığı eski kırık dökük aşk sinemasının
Ön sırasında oturmuş düşlerimin galasındayım
Her yanım isli puslu gözlerimin perdesi kapanır gibi
Bekleyişteyim hala
Eski resimlerin afişleri hala bom boş şehrin sokaklarında
Soluk ve bir o kadar buruk ve küskün bakışlarla
Gelen birini gözler aniden kendimi
Bir pınar başında ellerimle su damlalarıyla ıslanışımı görüyorum..
Bir ayna gibi yansıtıyor tüm geçmiş günleri gözlerime…..
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.