Zihnin aynasından bakınıyor ama birşey göremiyorum. 37 yıl önce nedensiz bir şekilde dünyanın orta yerine düşmüşüm. (Ankara mı ne?) Bilgisayarların içini anlamaya, kodların iç dünyasına girmeye çalışmanın adına işim dense de, ben kelimelerle oynamayı, onları kabuklarından soymayı daha çok sevmişim. Küçükken öğretmenım bana şairim derdi: 'Benim minik şairim'. O günden sonra şiirle sık sık buluştum.Hepsi tutkulu buluşmalardı. Ancak o zamanlarda şiirin düzyazıyla seviştiğini pek anlayamamıştım. Kendi sınırlarımı- sınırsızlığımı, ruhumun gel-gitl ...
Merhaba anne,
Yine ben geldim.
Merak etme okuldan çıktımda geldim.
Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama
Hummalı bulantılarımı kustum sana,
Sık boğaz edilmişim
Uçurumun dibinde yalınayak
Ama sarhoş değilim.
İrinli ağzımdan akıtıp serseri siyahı
korku pur yılanı şimdi,
yeşil diliyle geziniyor bedenimde
ya dokunursam
ya yakarsan
Ya ilk çığlığımla yırtılırsa kadınlığım tam orta yerinden
oysa
yaşamaktı tüm gayemiz
biraz mutluluk
biraz sevi
yeter de artardı bizlere
Aşka gelmiş Tanrı;
Öyle afilli bir resim çizmiş ki sorma.
Bulut mor salkıma durmuş,
Güneş keten helva.
Şöyle bir bakmış aşağıya sonra;
Öpüşlerimiz ortasında birleşirken nefeslerimiz
İçimiz titrerdi
Aynı bedenin birbirini solumasıyla başlardı her şey
Nerde biterdi ki
Ruhlarımız iç içe geçerken
İndirirdi ayrılık yelkenlerini
zamanla sararacak resimler…
sen ahh çektiğinde
belki soluk bir yüz belirecek karşında
için sızlarken
yine çaresiz bakacaksın
solmuş resmime
Islanır mı Yağmurlarda Gel Deyişim
(Şaşı bakıyor hayat,
Yaşarken ölmeye başlamıyor muyduk söylesene.)
İki geçit arası saklı kalmış adım,
Pınarda saklı gözyaşı,
İlk kez bir ikindinin ılıklığında
- mutluluk kılığında -
Öpüştük.
Soluk alan tek ağızdık, adımız sevgiydi.
Biz, tüm gönüllerde aynı düştük..
Üzerine bulaşan külleri uçurum ağzımın
Boyuyordu seni siyaha
Sen değme nazarlardan uzak bir rüyanın tam ortasında
Yatağında bir sağa bir sola dönüyordun,
(uzandım…)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!