Bir an olsa bir ses bölüp gelse uzaklardan
Aşka üflenen ney sesine sığdırsam candaki seni
Geçme hanemde mihmanım ol desem sana..
Duysam her vakit dilde samimi lutfetini
Razı olsa gönlüm şarabı içerken ellerinden
Ayak ızlerımı tasıyorlar kaldırımlar,
En yalınından ve sessizce,
Bu kente uyandım ben senınle gecen eylül'de
Bir derin harbin yıkıntılarından...
Suclamıyorum senı anlıyorum sadece..
Bilmez miyim rutubeti
Sağlam duvarlar bile çöküverir
ıslandıkları yerden..
Ve ben severim sen gibi
Duvarları en nemli yerlerinden
Yüreğim hep içine akıtmaktan yaşları
Debelenirken ufku arayışlarda...
Uykusuz kalır gözlerimiz
Yazmak için satır baslarına...
Kalem kağıt yol olur..
Bir yerde arayış nihayet bulur...
Dilde derdim benle meyus gezerde
divaneye döndüm kalem elde bigane
sinede hasret tende vuslat hayali başka
söz olupta zihnime düşen mısra gibisin...
Kelimelerin harmanında
Düşer toprağa tohumlarım
Anlam katar kafiyelerin uyumuna
Bir çiçek misali; yediveren duygularım ….
Saklı kalır yaşamın gizemi
Seninle başlayan bir masalı aralıyordum
Ağustos akşamlarının ikinci yarılarında,
Her sayfa seni çeviriyordu bir sonrasına
Görmezden geldiğim her satır okudukça;
Senin suretini tamamlıyordu avuçlarımda
Erteleyişlerim oldun, huzursuz vakitleri
Beşiktaş Üsküdar seferinde yitirdim sana ait düşlerimi
Bir vapur çığlığında suya bıraktım ürkek sevmelerini..
Şimdi vakit ayrılığı vurdu gece bu şehre inerken
Bir tatlı huzur kaldı içimde sen yanımdan giderken…
Yalnızlığımı fena fark ettiğim ‘’es’’lerimi
Hüznümün kuşlarını beslediğim heveslerimi
Sonrasızlığa öncesizlik taşıyan bekleyişlerimi…
Tariflere uymayan, tarifelere bakmayan
trenlerin bir durak sonrasında
İnilir gözüyle bakılan seferlerini….
Meyus bir mevsimin ardına gizledim
Sen çıkmazlarını
Dilimin ucuna gelip kaçanları
Talih dolanırken ardımda
İz sürerdim sana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!