Hiçbir şeyin farkında değilsin değil mi?
Her şeyi gördüğünü zannediyorsun,
İstersen her şeye ulaşabileceğini, dokunabileceğini
Cam bir fanustasın oysa.
Gözünün önünde sürekli sergilenmekte olan bir film
Ve sadece izlemekle yükümlü olan sen.
Ötelemeyi bırak artık,
Hayat, yarınlarda yaşanmaz ki!
Kıpırdayamıyorsan eğer hiçbir yere,
Bul artık şu zayıf noktayı,
Ve kır gitsin şu zinciri!
Hangi gözden süzülen yaş değersizdir ki?
İçindeki sancıların son raddeye gelip coşmasıyla oluşan
Bir taşkının izleri değil midir o?
Bir damlası bile düştüğü yeri nasıl da olduğundan büyük gösterir
Büyüteç misali...
Karanlık bir odasın sen bu bedende
Girmekten korktuğum.
Ama içimde beslediğim, korktukça büyüttüğüm...
Kapını her aralamaya kalkıştığımda
Daha çıkan gıcırtıdan ürperip, koşarak uzaklaştığım,
Yüzlerce kez cesaretimi toplamaya çalışıp yanına geldiğim.
Kimsin sen,
Niçin geldin
Ve neden ben?
Karanlığın üşütüyor beni.
Sessizliği sevmem ben,
Hafif bir titreme var içimde,
Önce tüylerim dikiliyor birer birer.
Sonra ürperiyorum
Yalnızlığımın farkına varıp.
Kulağımda hep aynı melodi
Kör kuyuya atılmış bir taş misaliyim,
Bin derdim var söylenmemiş.
Çevremde dalga dalga büyüyen karanlığım,
Içimde bastırılamayan yalnızlığım,
Bir de bir de o var
O, tarif edilemeyen korkularım.
El ver bana,
Daha yolum uzun.
Bak, akıp gidiyor her şey.
Zamansızım şimdi, mekânsızım.
Bir iz ol,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!