Yanakları al al,
Dudakları pembe etli nar,
Duyan susar, gören kanar,
Tüm güzelliği doğal,
Bir içim suydu Pınar.
Cezbeder,
Yat, kat,
Şan şöhret,
Para pul, kariyer…
Karnı aç olanın
Gözü mü doyar?
Pınar’da hırs,
Azim,
Ve sabır var…
Üstelik bir içim suydu Pınar.
İnce bel,
Dar kalça,
Uzun bacak,
Ve övgüler…
Hayat çirkine üç,
Güzele bir kere güler.
Olunca mankenlik popüler,
Çok sevdi o da kırıtarak yürümeyi,
Dans eder gibi giyindi,
Soyundu dans eder gibi, gibi…
Düşünmedi işin enini, sonunu,
Akarken çeşme doldurmalıydı küpünü,
Çok zor oldu ilk satış,
Bedenini.
İndi etek,
Sayıldı banknottaki dolarlar tek tek.
Tatlı geldi para,
Tost yedi, tost oldu.
Doymadı…
Podyum,
Sahne,
Beyaz perde,
Ve televizyon
Parıltısı artan yıldızdı,
Bir şirkete oldu sonunda patron,
Ama yine doymadı.
Kokain,
Eroin,
Esrar…
Döl aldı Amerika’dan,
Anne oldu.
Ünü arttı durmadan
Doymadı.
Bela arıyordu Pınar…
Halt yemişti o kadar,
Şimdi onda para,
Onda şöhret,
Onda itibar...
İçi dışı doldu,
Ve şükür nihayet doydu.
Ama arıyor yine,
Yine arıyor ama,
Bu sefer ne şöhret, ne para,
Ne de başka bir bela…
Boşaltmaya helâ arıyor Pınar.
Kayıt Tarihi : 11.2.2011 21:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!