Aşk, çok dilli bir lisan
Bir taraftan uçurur rüzgarlara
Diğer taraftan uçurum çiçeği açtırır semalarda
Ey Aşk,
Kainat yaratan saf güzellik
Kalbe her dokunuşunda ürperten hissiyat
Uyansak mavi gümüşi bir sabaha,
Yemyeşil bir özgürlük sarsa tüm bedeni
‘İşte barış’ diye haykırsa tüm dünya
Dağarcığımızdan eksilse kelimeler
Ağlamak gibi,
Ölüm gibi,
Dilimden süzülüp tılsımlaşan
Her söylenişinde eriyip kalan
Öylesine benim olan adın…
Bahardaki yaprak veren dalların
Ahkam kesen suların
Herşey adınla başlar
Sahne 1
İnci inci acılar ızdıraplar
Kimdi değen gözyaşlarıma
Alevlendiren kimdi?
Sahne 2
Aramızda sallanan köprülerin eksik tahtaları
Boşluğun gölgesindeki boşverilmiş adımları
Sana doğru akan ama başka yöne sapan
Gizemli bir istek doğuyor içimde
Sarılmak için tüm benliğini ezen
Ya da sırtını dönüp giden
Bir iç geçirmeyle yaşıyor umut
Gonca güller açıyor ayak parmaklarında
Bulut entarisini giymiş salınıyor
Yalan mavi gökyüzünde
Soluksuz kalıyor tırsmış rüzgarlarda
Bulutlanan umutları dirilt diye yalvardım
Aksak ritimdeki parça eşliğinde dirilt yeniden
İnce sızı keman telinde kalsın bırak…
Bir damla yağmur büyütsün sevdamı
En yüce dağlarda çeksin nefesi sonsuz huzurun
Akordu bozulmuş duygularımın…
Hepsini denedik, tüm mevsimleri
Ne güzde yaprak sararttın,
Ne baharda yeşerdin,
Ağır ayak sesleri ürkütücü
Bin yürek hezeyanı
Can çekişiyor can
Umut vadedilen o yerde
İki kanın arasından kara kedi geçiyor
Dar bir anda, dar bir kesitte
Gece büyüyor soğuk terler akıtarak kışları,
Mor rüyalar doğuruyor ceylanın gözlerinde,
Çığ düşüyor yapraklarına doğanın,
Soğuk, ıssız ve karanlık.
Gürültülü bir sessizlik oluyor düşünce
Beyne hançer saplıyor ılık haykırışlar akıtarak.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!