PEYGAMBERİMİZİN VEFATI
Haç görevi biter dönülür geri
Resul Medine’de gün geçiriyor
Tamamdır kuran’ın tüm ayetleri
Asabı uyarıp öğüt veriyor
Hayatının sonu yaklaştığında
Genelde bedenen hastalıklıydı
Günler geçiyordu özen altında
Sahabeler ona candan bağlıydı
Hicri on birinci yılın içinde
İkinci ayının son haftasıdır
Yatağından kalkar gece vaktinde
Gittiği yer şehrin mezarlığıdır
Altmış üç yaşında yüce Peygamber
Arkadaşlarına yapar ziyaret
Mezar başlarında dualar eder
Anlayamıyoruz ne idi niyet
Evine dönünce hanımı çatar
Başım ağrıyor der şikayet eder
Esas benin ağrır diyerek bakar
Durumu ağırdır yatmaya gider
Sırayı bozmadan hanımlarında
Hasta olsa bile onunla kalır
Takat kalmayınca ayaklarında
Hepsi Ayşe’de kal diye yalvarır
İki yeğeninin omuzlarına
Dayanarak gelir odaya girer
Sabreder orada acılarına
Tevekkül ederken hastalık sürer
Hastalığın şedit olduğu bir gün
Ashab’tan helallik almayı ister
Yeğenlerine der beni götürün
Mescide giderek mimberde bekler
Hazreti Bilal’e halka ilan et
Mescide toplansın emrini verir
Sözlerim onlara olsun vasiyet
Bunlar son sözlerim diye bildirir
Gelenler mescidi doldurur hemen
Peygamber ölümüm yaklaştı diyor
Sizlerden birine vurmuş isem ben
Gelsin vursun diye sırt gösteriyor
Malını almışsam hakkını alsın
Hak sahibi bundan çekinmesin der
Beni darılacak biri sanmayın
Diyerek herkesten helallik ister
Ya hakkını alan ya helal eden
Yanımda en fazla sevimlinizdir
Kul hakkı alarak gitmeyeyim ben
Deyince cemaat baş eğmektedir
Peygamber yeniden ilan edince
Cemaatten biri ayağa kalkar
Üç dirhem borcun var bana deyince
Zimmetime nasıl geçti der, sorar
Bir fakir gelmişti sen ver demiştin
Ben senin adına ona verdim der
Ey Fadl borcum olan üç dirhem verin
Diyerek islamda sınırı çizer
Başka bir sahabe vurdun der kırbaç
Senin sırtına da ben vuracağım
Resul eğilince der sırtını aç
Benim sırt açıktı hak alacağım
Sahabeler girer araya kemen
Peygambere vurma bize vur derler
Resul der muhatap eğer ben isem
Hakkını almalı diyerek döner
O anda sahabe atar kırbacı
Resulün sırtında mühürü öper
Nübüvvet mührünü görmek amacı
Onu öpmek için bunu yaptım der
Mescide açılan bütün kapılar
Biri dışındaki hepsi kapanır
Elbette bunda da çok hikmetler var
Ebubekir evi öylece kalır
Ezan okununca mescide gider
Cemaate namaz kıldırıyordu
Sahabe her zaman hep onu bekler
Yerinden dostları kaldırıyordu
Rab’bına varmadan tam üç gün önce
Hastalık daha da şiddetleniyor
Kendisi mescide gidemeyince
Ebubekir’e sen imam ol diyor
İmam Ebubekir cemaatine
Öğle namazını kıldırıyordu
Allah güç vermişti peygamberine
Destekle mescide ilerliyordu
Ebubekir ister geriye çıkmak
Resul işaretle öyle kal diyor
İmamın soluna oturtularak
Cemaat namaza devam ediyor
Peygamber imamdır yerde oturur
Ebubekir uydu yarıda ona
Onun kıldırdığı son namaz budur
İmamlık yapmıştır has ashabına
Vefattan iki gün önce idi
Cumartesi günü Cebrail gelir
Dedi ki sevdiğin beni gönderdi
Bilir ama sorar halin nicedir
Kavuşmak hasreti yüreğindeyken
Sıkıntılıyım der o yüce Resul
Ona varmak için istekliyim ben
Emaneti teslim edecektir kul
Rebüülevvelin on biri Pazar
Vefatına kalmış sadece bir gün
Cin ins Resulünün çok ateşi var
Ayşe validemiz başında üzgün
Hazreti Usame yanına gelir
Peygamber halsizdir kımıldamıyor
Elini öperken çok kederlidir
Karşısında durup dua alıyor
Yalancı peygamber idam edilmiş
Cebrail gelerek haber veriyor
Resul ashabına bunu bildirmiş
Yemen’deki fitne sona eriyor
Pazartesi sabah hafiflik duyar
Yatağından kalkıp hazırlanıyor
Mescide gelerek imama uyar
Duruma sevinip namaz kılıyor
Ebubekir ona imamlık yapar
Sahabeler görüp seviniyorlar
Hepsi Resulullah iyidir sanar
Ona saygı hürmet gösteriyorlar
Evine dönerek yatağa yatar
Usame gelerek vedalaşıyor
Emir alan ordu sefere çıkar
Resul peşlerinden dua yapıyor
Ebubekir her an baş ucundadır
Eve gitmek ister iyi görünce
Yüce peygamberden az izin alır
Odadan çıkıyor olur deyince
Hasta yatağında söze başlayıp
Gece gibi fitne gelecek diyor
Kuranı, helalı, haramı sayıp
Allah sözü diye beyan ediyor
Hala Safiyye’yle kızı Fatma’ya
Bana güvenmeyin kurtaramam der
Gayret edin makbul amel yapmaya
Üstünlük takvadır diyerek ekler
Resul’ün hayatta kalan evladı
Fatma olduğundan onu çok sever
Hastayken yanından hiç ayrılmadı
Bir gün kulağına bir şeyler söyler
Fatma hüzünlüdür gözden yaş akar
Peygamber yeninden söz söyler ona
Az önce ağlarken gülmeye başlar
Sebebini sorar Aişe ana
Babam vefatını bana söyledi
Ayrılık zor geldi dayanamadım
Üzülme ilk sensin gelecek dedi
O yüzden çok fazla hüzün duymadım
Böyle olur işte Resul’ün kızı
Babaya saygılı Allah’a kuldur
Ayrılacağından gönlünde sızı
Kavuşacağından çok mutlu olur
Altı yüz otuzdan iki yıl sonra
Sekiz hazirandır miladi sene
Ayrılık vaktine gelmiştir sıra
Sevenleri üzgün yaslıdır hane
Ayşe annemizin kucağındayken
Nefes alıp vermek güçleşiyordu
Allah’ı zikredip dua ederken
Hoşluktan namazdan bahsediyordu
Resul yatağında yalvarmaktadır
Canımı alırken acıtma diyor
Dünyadaki ömrü son bulmaktadır
Gideceği yere varmak istiyor
Bu hazin manzara yürek dağlarken
Fatıma vay babam diyerek ağlar
Resul kollarıyla onu sararken
Bunlar bitecek der teselli yapar
Bu fani dünyada son anlarıdır
Cebrail Azrail birlikte gelir
Azrail girmeye müsaade alır
Allah’ın emrini ona bildirir
Senin her emrine itaat için
Beni memur etti karar senindir
Can verip vermemek elinde senin
Allah sana bunu böyle bildirir
Cebrail’e baktı acaba ne der
O dedi sevdiğin seni bekliyor
Bir an önce ona kavuşmak ister
Ya Azrail gel de görev yap diyor
Elini kabdaki suya batırır
Mübarek yüzüne sürer düşünür
Allah birdir deyip ona inanır
Gözlerini diker tavanı görür
Sonsuzluğa doğru yol alan Nebi
Sevdiğine varır gülümseyerek
Mutluluğu tadar kavuşmak gibi
Dua lisanıyla hitab ederek
Mübarek parmağı kalkar yukarı
Yüce Dost’a diyor bakar semaya
Dünya’da bırakır Müslümanları
Ruhu yükseliyor arşı alaya
Kainat nuruyla yaratılmıştı
Atmış üç yaşında toprağa girer
Müslümanlar bir an şaşkın kalmıştı
Ömer öldü diyen ölecektir der
Ebubekir onu eder teselli
Fani olan her şey ölecek diye
O da bir fanidir böyle bilmeli
Kuran ve sünnettir kalan geriye
Kısa süren bu hal son bulur hemen
Müslümanlar yapar defin işini
Neşvü nema bulur toprağa giren
Yanına almıştır Hak Habibini
Niğmetullah yazdı okuduğunu
Kusur varsa eğer benim değildir
Kafiye icabı uydurduğunu
İnşallah Yaratan affedecektir
Niğmetullah UÇAR
Antalya
20.06.2007
Kayıt Tarihi : 15.9.2007 10:51:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Niğmetullah Uçar](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/09/15/peygamberimiz-37-vefati.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!